İSTANBUL-KAMİL YILMAZ
Asya ile Avrupayı birbirine bağlayan İstanbul boğazının nadide incilerinden Huber Köşkü restorasyonun tamamlanmasının ardından gösterişli ihtişamlı günlerine geri döndü...Yaklaşık 2 yıldır brandalarla kapalı halde tutulan köşk İstanbul Boğazının nadide ahşap yapılarından yanzca biri...
Cumhurbaşkanlığı tarafından kullanılan Tarabya’daki Huber Köşkü ve Faytonhane’de restorasyon çalışmaları tamamlandı...
Tarabya Koyu’nun güneyinde, Yeniköy-Tarabya yolu üzerinde yer alıyor. Boğaz’a inen yamaçtaki Cumhurbaşkanlığı’na ait arazide 64 bin metrekarelik koru var. Huber Köşkü’nün de bulunduğu Tarabya yerleşkesi, Atatürk’ün 1935’te yaptırdığı Florya Deniz Köşkü’nün kullanılmaz duruma gelip Milli Saraylar’a devredilmesinin ardından 1985’te Cumhurbaşkanlığı’na tahsis edilmişti.
"Huber Köşkü'', Osmanlı Devleti'nin son döneminde, Boğaziçi'nde gördüğümüz 'Fransız Arnuvo' mimari tarzında yapılmış bir Boğaziçi yapısı. Aslında bir sahilhane. Yani bir deniz kıyısı yalısı ama önünden yol geçtikten ve arkasındaki büyük korudan sonra 'köşk' diye adlandırılıyor. Silah ticareti yapmak üzere Türkiye'ye gelen 'Huber' adındaki silah tüccarı tarafından yaptırılıyor ama Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra varisleri tarafından Osmanlı döneminin adalet bakanlarından Necmettin Molla'ya satılıyor. Necmettin Molla, mirasçıları toplayarak binayı satın alıyor. Daha sonra Mısır Hidivi ailesinden gelen Prenses Kadriye'ye satıyor. Prenses Kadriye'den sonra köşk, bir dönem Fransız sörler tarafından kullanılıyor. Bir dönem manastır olarak da kullanılan Köşk; Ardından yine el değiştirerek bir turizm firmasına geçiyor. En sonunda 1985'de kamulaştırılarak Cumhurbaşkanlığı çalışma ofisi ve yazlık köşk olarak kullanılmaya başlanıyor. Fakat çok uzun bir kullanım süresi yok. Bina ana özelliği olan ahşaptan dolayı bakıma ihtiyaç duyuyordu. İki yıl süren restorasyon çalışması ile yenilendi...