SON DAKİKA
reklam
reklam

BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YÜZYILA YAKIN DOSTLUĞA EV SAHİPLİĞİ YAPTI

Eklenme Tarihi: 28 Ekim 2018, Pazar - 11:55   Okunma Sayısı: 108101
Estonya Büyükelçiliği tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen “Uzakta Ama Çok Yakın” Türkiye ve Estonya: Zamana Yayılan Bir Dostluk sergisi Bilgi santralistanbul Kampüsü Enerji Müzesi’nde ziyaretçileriyle buluştu.

İstanbul Bilgi Üniversitesi evsahipliğinde Estonya Büyükelçiliği tarafından düzenlenen “Uzakta Ama Çok Yakın” Türkiye ve Estonya: Zamana Yayılan Bir Dostluk isimli sergide, her iki ülkenin ilk yöneticilerinin birbirine gönderdiği mektuplar, Türkiye'nin başkent Tallin’de büyükelçilik açmasına dair görüntüler ve 1920'lerden günümüze iki ülkenin diplomatik ilişkilerine dair fotoğraf ve kronolojik bilgiler yer aldı.

Estonya’nın 100, Türkiye’nin 95’inci kuruluş yıldönümüne adanmış sergi “Uzakta Ama Çok Yakın. Türkiye ve Estonya: Zamana Yayılan Bir Dostluk”, 17 ile 28 Ekim tarihleri arasında santralistanbul Kampüsü Enerji Müzesi’nde ziyaretçileriyle buluştu.

 

 

Serginin açılışına Estonya Ankara Büyükelçisi Marin Mottus, Estonya Fahri Konsolosu Tuncay Özilhan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi ve Rektör Danışmanı Emre Gönen katıldı. Serginin açılış konuşmasını gerçekleştiren Estonya’nın Ankara Büyükelçisi Marin Mottus, “Estonya Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıl dönümü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 95. yıl dönümüne adadığımız bu sergiyi açmaktan onur ve mutluluk duyuyorum. Bugün Estonya Cumhuriyeti kurulurken arkamızda duran cesur ve vizyoner insanları hatırlıyor, geçen bu bir asırda Estonya ve Türkiye ilişkilerine katkıda bulunanları anıyoruz” dedi.

 

24 Şubat 1918 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Estonya ile ilişkilerimizin temeli, 1 Aralık 1924 tarihinde imzalanan "Dostluk ve İşbirliği Anlaşması"na dayanmakta. Estonya’nın 20 Ağustos 1991 tarihinde yeniden bağımsızlığını elde etmesi üzerine, 2 Ekim 1991 tarihinde imzalanan Ortak Bildiri’yle Türkiye ile Estonya arasında diplomatik ilişkiler yeniden tesis edildi. İki ülke arasında yılllar boyunca dostlukla süren ilişkilerin temelinde kurulan bu serginin ayrıntıları dikkat çekeciydi. İki ülkenin de bağımsızlık mücadelesinin aynı döneme denk gelmesi iki ülkeyi birbirine yakınlaştıran en büyük etken olarak sergi de ana temayı oluşturuyordu. Estonya bağımsızlık savaşını 1918- 1920 yıllarında vermiş ve Türkiye'nin bağımsızlık savaşı da 1919- 1923'de gerçekleşmiştir. Estonya Kurucu Meclisi 23 Nisan 1919'da Estonya Konser Salonunda ilk defa olmak üzere ve Türkiye Büyük Millet Meclisi de bir sonraki yıl, aynı günde toplanmıştır, 23 Nisan 1920.

 

Türkiye ile diplomatik ilişkileri başlatmak için ilk atılımı, Estonya Cumhuriyeti Hükümeti'nin bir delegesinin, Osmanlı İmparatorluğu'nun son Dışişleri Bakanı olan Ahmet İzzet Paşa'ya yazdığı mektup oluşturuyor. Şubat 1921 tarihli, diplomatik ilişkiler kurulması teklifini taşıyan bu mektuba yanıt verilip verilmediği bilinmiyor.

 

Türkiye'nin 23 Ocak 1924'te Estonya'yı hukuken tanıması, Estonya Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin dostluklarının başlangıcı olarak kabul ediliyor. Estonya'nın tanınmasına dair Türk hükümeti'nin resmi tebliği, Türkiye'nin Rus Büyükelçisine 8 Mart 1924 tarihinde teslim ediliyor.

Türkiye’nin Estonya’yı diplomatik olarak tanıması birçok Estonya gazetesinde yayınlanmış ve Paevaleht bildiriye ilaveten Cumhurbaşkanı Atatürk’ün hayatının yer aldığı uzun makalelere yer verilmiştir.

 

“Türkler çok adil şövalye gibi onurlu ve kibarlardır.”

 

Sergide ki bir diğer ayrıntı ise Vaba Maa’da Türkiye’de bir kaç sene yaşamış olan Dr.Linn’in Türkiye’ye dair analizleri oluşturuyor. Kendisi şöyle yazmıştır: “ Türkiye Cumhuriyeti tarafından Estonya Cumhuriyeti’nin hukuki tanınması şartlar nedeniyle gecikmiş olsa da çok mutluyuz. Estonya Cumhuriyeti’ni tanıyan kardeş ulusumuza en içten sevgilerimizi gönderiyoruz.” Ayrıca Dr. Linn Türklerin karakterini de şöyle nitelemiştir: “Karakter olarak türkler çok adil şövalye gibi onurlu ve kibarlardır.” Makalesinde ayrıca müslüman teamüllerine de değinen Linn: “Avrupada eğitim gören Mustafa Kemal, tek eşliliği yasa haline getirmek için uğraşmıştır. Türklerin Atatürk’ee karşı malum olan saygı ve sevgisine rağmen, bildiğimiz üzere, Ankara Hükümeti buna karşı oy kullanmıştır. Böyle bir yasa, Peygamber’in çok eşliliğe izin veren emirlerine ters düşecektir. Çok eşlilik muhtemelen zamanla kaybolacaktır ama bu yasama yoluyla olmayacaktır. Şeklinde belirtmiştir.

 

Ağrı Dağı’nın zirvesine ulaşan ilk kişi Estonyalı

 

Sergide ayrıca bilinen ilginç bir bilgi de yer alıyor. İlk kez bir Estonyalı’nın türk topraklarına ne zaman ayak bastığı bilinmemekle beraber Ağrı Dağı’nın zirvesine ulaşan ilk kişi’nin Estonya bölgesinden olduğu belirtiliyor. Fakat o dönemde Estonya henüz Estonya Cumhuriyeti değil. Bu keşfi 9 Ekim 1829’da, bir profesör ve daha sonar da Tartu Üniversitesi rektör olan George Frederic Parrot gerçekleştirmiş. Yüz seksen sene sonra Etonya Büyükelçiliği bu yurttaşın başarısı üzerinden Türkiye'de Estonya'yı tanıtmıştır.

Estonyalı yazarların Türkiye'yi gezdikten sonra kaleme aldığı yazıların yayınlandığı sergide ayrıca ilk konsolosluklar, ilk ilişkilere dair karma bir video. Türkiye ve Estonya arasındaki ilk yazışmlarda görücüye çıktı.

Estonya Sovyetler Birliği'nden ilk ayrılan ve kendi parasını basan ilk ülke.Tarihin değişik dönemlerinde Danimarka, İsveç, Polonya ve Rusya egemenliği altına girmiş olmasına rağmen özünde bağımsızlık sevdalısı. Bu da Türkiye'yle Estonya'yı yakınlaştıran en temel özellik arasında yer alıyor. Ülkenin neredeyse yarısı ormanlarla kaplı, doğayı ve yeşili seven saygılı bir ülke. Başken Talin'in "Eski Şehri" komple UNESCO Dünya Mirası Listesinde koruma altında. Ayrıca Eski Şehre girdiğinizde zamanda yolculuk yapıyorsunuz, Orta Çağ eksiksiz bir şekilde korunmuş.

 

Estonya'nın, Türkiye ile ticari ilişkileri artmaya başlıyor

 

Çok uluslu ve çok dilli bir kültürde birbirinden farklı girişim fikirlerine ev sahipliği yapan Estonya'nın, Türkiye ile ticari ilişkileri de artmaya başlıyor. Estonya, uluslararası arenada teknoloji alanındaki gücüyle tanınmasının yanı sıra güler yüzlü insanları, muhteşem doğası, stresten uzak, renkli ve rahat sosyal hayatıyla da dikkat çekiyor. Sovyetler Birliği'nden ayrılarak bağımsızlığını kazanan, 2004'te Avrupa Birliği'ne üye olan yaklaşık 1,5 milyonluk nüfuslu Estonya, dijital dönüşümde büyük ilerleme kaydederek Avrupa'nın siber gücü olmayı hedefliyor. Eğitim ve bilişim teknolojilerinde iddialı olan Estonya ile Türkiye arasında son dönemde siyasi ve ticari ilişkiler de gelişmeye başlıyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye ile Estonya arasındaki ticaret hacminin 2016'da 433 milyon dolara ulaştığı ifade ediliyor.

 

Estonya'ya ihracatımızın %60’tan fazlası ev tekstili ve hazır giyim ürünleri ile tekstil hammaddelerinden oluşmaktadır. Estonya’ya ihracatımızda diğer kalemler mensucat ürünleri, motorlu kara taşıtları, çeşitli makine ve cihazlardır. Estonya’dan ithalatımızda başlıca kalemler ise, demir ve çelik, elektrikli makine ve cihazlar ile mücevherattır. 

Ülkemiz, Estonya’nın birinci turizm destinasyonu konumundadır. Estonya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı 2017 yılında ise 48.024 kişi olmuştur. 

 

Siyasal, savunma, ekonomik ve kültürel işbirliğindeki sürekli gelişim Estonya için gereklidir. Estonya ve Türkiye arasındaki karşılıklı anlayış, jeo-stratejik benzerlik, birçok uluslar arası konuda benzer pozisyonlar ve uluslar arası organizasyonlarda yapıcılık ve işbirliği artmıştır. Türkiye, AB üye ülkeleri olan İtalya ve İspanya’nın önüne geçerek, 2016 yılında Estonya’nın 17. ihracat ortağı olarak sıralanmıştır.

 

2002 yılında üyelik müzakerelerini tamamlayıp AB'ye tam üye olan Estonya bu üyeliğin nimetlerinden en iyi istifade eden ülkelerin başında geliyor.Bunda AB içindeki en küçük nüfuslu ülke olmalarının katkısı da büyüktür.Ancak sadece az nüfus değil elbette, Estonya çocuklarına ilkokul birinci sınıftan itibaren bilgisayar programcılığı dersleri veren bir ülke.Tam bir yazılım, dijital dünya, start-up, vs. hastası bir memleket, bu tür işlerle uğraşanlara acayip kolaylıklar sağlıyorlar.Öyle ki Skype, Hotmail, Kazaa gibi oluşumların anavatanı Estonya. Seçimleri dahi dijital ortamda yapıyorlar. %99.8 okur yazar oranıyla Küba ile birlikte başa güreşen Estonya herhangi bir inanca sahip olmayan insan bakımından da dünyanın birincisi. Bir diğer ilgi çekici özelliği ise 133 bin kayıtlı halk şarkısıyla dünyanın en büyük halk şarkısı koleksiyonuna sahip olması.Umarız bu küçük dev ülkeyi yakın zamanda ziyaret eder, yazdıklarımızın doğruluğunu kendi gözlerinizle görürsünüz.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: KÜBRA ÇELEPİ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam