SON DAKİKA
reklam
reklam

Şanlı zaferin Gizli Kahramanlarını Tanıyalım

Eklenme Tarihi: 29 Ekim 2018, Pazartesi - 09:59   Okunma Sayısı: 3491284
Kurtuluş Savaşı kadınıyla erkeğiyle tüm bir milletin varoluş mücadelesiydi. Bu savaşta halk topyekûn bir biçimde mücadeleye katıldı. İşte vatanı uğruna canını hiçe sayan ve günümüzde çoğu insanın adını ve hikayesini bilmediği gizli kahramanlardan bazıları.

İSTANBUL

Bugün 29 Ekim cumhuriyet bayramı. Türkiye Cumhuriyeti'nin 95. yaş günü. Şanlı tarihimizin ve mücadelemizin arkasından gelen türk insanına verilmiş en güzel hediye cumhuriyet. Aradan yüzyıla yakın bir süre geçmesine rağmen bir yüzyıl daha geçse de kutlanacak bir bayram. Peki nasıl kazanıldı bu zafer ? Tarih bize bu kahramanlık hikayesinin ne kadarını anlattı? Mustafa Kemal Atatürk komutanlığında, şanlı türk ordusunun zaferlerini yanında savaşın az bilinen ama çok şeyler başarmış kahramanlarına yer vereceğiz bu haberimizde. Gelin dünyada eşine az rastlanan bu bağımsızlık mücadelesinin gizli kahramanlarını daha yakından tanıyalım.

Kurtuluş Savaşı kadınıyla erkeğiyle tüm bir milletin varoluş mücadelesiydi. Kadınlar sadece cephe gerisinde değil, cephede muharip olarak görev alarak Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasında rol oynadılar. Kara Fatma, Şerife Bacı, Halide Edip, Çete Ayşe, Halime Çavuş, Tayyar Rahime, Gördesli Makbule Milli Mücadelenin kadın kahramanlarından bazılarıdır.

Osmanlı Devleti’nin yıkıldığı ve yeni Türk devletinin var olma mücadelesi verdiği bu savaşta halk topyekûn bir biçimde mücadeleye katıldı. Ayrıca Balkan Savaşları ve ardından I. Dünya Savaşı’nda erkek nüfusunun önemli bir bölümü cephelere sürülmüş, yüz binlercesi hayatını kaybetmiş, yüz binlercesi de sakat kalmıştı. Kurtuluş Savaşı’yla erkeklerin yeniden cepheye gitmesiyle arkada kalan erkek nüfusu oldukça azaldı. Bu durum silah ve cephane üretimi ve bunların cepheye taşınması gibi işlerde kadınların katılımını arttırdı. Türk Tarihindeki diğer savaşlara göre kadınların İstiklal Mücadelesine katkısı ve katılımı daha fazladır. Bunun temel sebebi Kurtuluş Savaşı’nın özellikle ilk dönemlerinde düzenli ordudan çok, gönüllü halk kuvvetleri tarafından yürütülen bir savaş olmasıdır

Kadınlar sadece cephe gerisinde değil, cephede muharip olarak görev alarak Millî Mücadele’nin başarıya ulaşmasında rol oynadılar.Kurtuluş Savaşı kadınıyla erkeğiyle tüm bir milletin varoluş mücadelesiydi.  Kara Fatma, Şerife Bacı, Halide Edip, Yörük Ali, Çete Ayşe, Abdurrahman Peşaverî, Halime Çavuş, Tayyar Rahime, Sütçü imam, Gördesli Makbule Milli Mücadelenin kadın kahramanlarından bazılarıdır.

Türk Ulusu'nun Kurtuluş Savaşı'nı hangi koşullar altında, ne gibi olanaksızlıklar, yokluklar içinde ve hangi güçleri yenerek gerçekleştirdiğini anlamak için Birinci Dünya Savaşı'nda "Türk Savaşı" nı ve bunun Osmanlı Devleti'ndeki yıkımını iyi bilmek gerekir. Çünkü Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda Rusya, İngiltere, Fransa gibi büyük devletlerin ordu, donanma ve tükenmez insan kaynaklarına karşı dört yıl süreyle Kafkasya, Çanakkale, Irak, Suriye, Galiçya, Sina gibi büyük cephelerde ve ulaşım olanaksızlıkları, yokluklar içinde savaştı. Kolera, tifüs, verem, zatürree, açlık ve daha bir çok hastalıktan yüz binlerce insan öldü. Silahsız, cephanesiz, ilaçsız, yiyeceksiz ve bin türlü ulaşım güçlüklerine rağmen dört yılın sonunda Türk vatanı işgal edilmemişti. Bu dört yıl savaşta Osmanlı Devleti orduları düşmandan çok hastalık ve yokluklara yenilmişti. İşte TÜRK BAĞIMSIZLIK SAVAŞI bu büyük yıkımdan sonra yapıldığı için ayrıca büyük önem taşır. Çünkü Türk Bağımsızlık Savaşı, hiçbir zaman Türk-Yunan Savaşı değil, Lozan'da karşımızda birleşen İtilaf Devletleri'ne karşı yapılan bir savaştır, emperyalizme karşı yapılan bir savaştır.

 

 

 

 

İnsanlar kıyafetlerini, yiyeceklerini, ellerindeki hayvanları ve maddi değeri olan eşyaları devlete vermiş,  hepsinden önemlisi insanlar kendilerini siperlere sürmüşlerdir ve milyonlarca insan cephede can vermiştir. işte vatanı uğruna canını hiçe sayan kahramanlardan bazıları ;

1-)Halide Onbaşı (Halide Edip Adıvar)

Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet döneminin en önemli kadın edebiyatçılarından Halide Edip aynı zamanda Millî Mücadelenin kadın kahramanlarından birisidir. Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında başlayan işgallere karşı düzenlenen protesto mitinglerinde önemli bir rol oynadı. İstanbul’daki mitinglerde yaptığı konuşmalar büyük bir heyecan uyandırdı. İstanbul’un işgali sonrasında İngilizler tarafından Halde Edip ve eşi Adnan Bey hakkında idam kararı verildi. Halide Edip ve eşi işgal sonrası Ankara’ya geldiler.

Ankara’da başlangıçta basın-yayın işlerinde görev aldı. Ankara Kızılay Şubesi başkanlığını yürüttü. Daha sonra savaşa fiilen katkı verme isteğini Mustafa Kemal Paşa’ya yazarak, orduda görev aldı. Cephe karargâhında görevlendirildi. Başlangıçta rütbesi onbaşıydı. Bu yüzden Onbaşı Halide unvanıyla anıldı. Yunanlıların sivil halka yaptığı baskıları incelemek üzere kurulan Tetkik-i Mezalim Komisyonu’nda görev aldı. Savaş sonrasında İstiklal Madalyasıyla taltif edildi. Kurtuluş Savaşı sırasında yaptığı gözlemlerini romanlarında işledi.

Cumhuriyet’in kurulması sonrasında Halide Edip ve eşi Adnan Adıvar, Mustafa Kemal Atatürk’le siyasi olarak ters düştüler. Eşi Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kuruluşuna katıldı. Fırka kapıldıktan sonra 1925 yılında yurt dışına çıkmak zorunda kaldılar. Atatürk’ün ölümünden sonra 1939’da tekrar Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesinde hocalık yaptı. 1950’de milletvekili oldu. 1964 yılında hayatını kaybetti.

 

2-) Yörük Ali

Yunan işgali altında olan Aydın’da, Malgaç Baskını ile düşmana ilk darbeyi vuran ve bölgedeki istiklal mücadelesini başlatan efe olmuştur. Alçak gönüllüğü ile halkın sevgisini kazanan ve “Efelerin Efesi” türküsüyle anılan kahramanın evi de Kültür Bakanlığı tarafından Yörük Ali Efe Müzesi adıyla ziyaretçilere açılmıştır.

 

3-)Nezahat Onbaşı (Nezahat Baysel)

Albay Hafız Halit Bey, komutasındaki 70. alayla birlikte Milli Mücadele saflarına katılmış; ancak eşi Hadiye Hanım daha 24 yaşındayken vereme kurban gittiğinden ve o yıllarda İstanbul işgal altında bulunduğundan, küçük kızını da yanında götürmek zorunda kalmıştır.

Böylece kader küçük Nezahat'ı, daha 9 yaşındayken cepheyle tanıştırmış, 12 yaşına kadar tam üç sene müddetle cephelerde bilfiil babasının yanında savaşmıştır.

Nezahat Onbaşı babasıyla birlikte, Geyve Savaşı, Konya İsyanı, Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile Sakarya ve Gediz Muharebelerinde yer almış ve gösterdiği kahramanlıklarla 70. alayın simgesi olmuş, alay kızlı alay diye anılmış hatta Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa’nın dahi dikkatini çekmiştir.

4-)Kara Fatma (Fatma Seher Erden)

Kara Fatma 1888 yılında Erzurum’da doğmuştur. Subay olan eşi Sarıkamış’ta şehit oldu. Erzurum Kongresi’nden itibaren aktif olarak Millî Mücadele’ye katıldı. İstanbul’da ve İzmir başta olmak üzere Batı Cephesinde birçok yerde görev yaptı. Komutanı olduğu müfrezesiyle I. ve II. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar Muharebelerinde savaştı. Savaş sonunda üsteğmen rütbesi ile emekli oldu. Hakkında yazılanlara göre, Kara Fatma para için savaşmadığını söyleyerek, emekli maaşını kabul etmedi ve Kızılay’a bağışladı.

Savaştan sonra İstanbul’ yerleşti. Kara Fatma’nın İstanbul yılları Türkiye açısından maalesef tam bir vefasızlık örneğidir. Torunlarının bakımını üstlenmek zorunda kalan Kara Fatma yokluk ve sefalet içinde yaşamıştır. 1933 yılında bu durum bir gazete haberiyle kamuoyu tarafından duyulsa da pek bir şey değişmemiştir. Ancak ölümünden bir yıl önce 1954 yılında kendisine maaş bağlanmıştır. 2 Temmuz 1955 tarihinde İstanbul’da Darülaceze’de hayatını kaybetmiştir.

5-)Abdurrahman Peşaverî

Milli mücadelenin çok önemli kahramanlarından biri olan Abdurrahman Peşaverî'nin hayat hikayasi tarihe altın harflerle geçecek cinsten. Balkan Savaşları'nda Hindistan'dan Osmanlı OSavaştan sonra vatanına dönmeyip Osmanlı Ordusu'nda subay oldu.

Anadolu Ajansı'nın ilk personeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk büyükelçisi oldu. Eve dönmesi için kendisine yalvaran annesine "Anadolu işgal altındayken dönemem!" diyerek izin istedi.Yardım çalışmalarına Abdurrahman Peşaverî de öncülük ediyordu. Gazetelerde öldürülen Türk kadın ve çocukların resimlerini gören halk yoksulluklarına rağmen ellerinde ne varsa gözyaşları içinde yardıma koşuyordu.Diğer taraftan, yine Peşaver'de yardım kampanyasına verecek hiçbir şeyi olmayan genç bir kadın kalabalığın içinde dört aylık bebeğini kampanyaya bağışladığını; açık artırmayla yapılacak satıştan elde edilecek meblağı da fona vereceğini ilan etmişti. Bebek açık artırmaya çıkarılmış; bu durumu gözyaşları ile izleyen Peşaverli bir zengin bebeği satın almış; bebeğin annesi aldığı tüm parayı yardım kampanyasına vermiş; Peşaverli zengin ise yürekleri parçalayan bu durum karşısında bebeği annesine iade ettikten sonra bebeğin hayatı boyunca tüm eğitim masraflarını da üstlenmişti.

Peşaverî beyaz tenli ve sima olarak Rauf Orbay'a benzerliğinden saldırganların asıl hedefinin Rauf Orbay olduğu, Peşaverî'yi yanlışlıkla vurdukları da iddia edilmiştir.

6-)Şerife Bacı

Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’dan Anadolu’ya gizlice sevk edilen silah ve cephane savaşta çok önemli bir rol oynamıştır. Bu cephane deniz yoluyla Batı Karadeniz limanlarına getiriliyor, oradan Ankara’ya sevk ediliyordu. En yoğun olarak İnebolu limanı kullanılmıştır. Deniz yoluyla getirilen mühimmat İnebolu-Kastamonu-Ankara güzergahında taşınmıştır. Bu taşımanın büyük bir kısmı kağnılarla yapılıyordu ve bu işte asıl rolü kadınlar oynuyordu.

Bu analardan bir tanesi Kastamonu’nun Seydiler ilçesinden Şerife Bacı’dır. İnebolu’dan Kastamonu’ya küçük kızıyla birlikte kağnıyla cephane taşırken soğuktan donarak şehit olmuştur. Anlatılanlara göre, Şerife Bacı yanında bulunan ince bir yorganı kendisini ısıtmak için değil, cephaneyi korumak için kullanmıştır. Kağnıyı bulanlar yorgan altında hayatta kalmayı başaran bebeğini kurtarmışlardır.

 

7-) Sütçü imam

Kahramanmaraş’ta süt satarak ve imamlık yaparak geçimini sağladığı için asıl adı olan Ali yerine Sütçü İmam olarak tanınmıştır. Düşman askerlerinin 3 Türk kadınına saldırıp peçelerini açmak istemeleri üzerine düşmana ilk kurşunu atan Sütçü İmam, Kahramanmaraş’taki Kurtuluş hareketini başlatmıştır.

 

8-)Gördesli Makbule

Milli Mücadelenin kadın kahramanları arasında şehit düşenlerden bir diğeri Gördesli Makbule’dir. Batı cephesinde savaşmıştır. 1902 yılında Gördes’te doğdu. Batı Anadolu’da Yunan işgalinin başlamasıyla eşi Halil Efe’yle birlikte Kuvayı Milliye çetelerine katıldı. Gördesli Makbule Kurtuluş Savaşına katıldığında 19 yaşındaydı. Kocasıyla birlikte Gördes-Sungurlu-Akhisar bölgesinde Yunanlılarla mücadele etti. Gördesli Makbule 17 Mart 1922’de Kocayayla mevkiinde çıkan çatışmada şehit oldu.

9 -) Satı Çırpan

Kurtuluş Savaşı sırasında cepheye silah taşıyarak mücadeleye yardımcı olan Satı Çırpan, savaş öncesinde çiftçilik yapıyordu. Savaştan sonra köyünün muhtarlığını yapan Satı Çırpan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren ilk kadın milletvekillerinden biriydi.

 

10-) Şahin Bey

Asıl adı Mehmet Sait olan Şahin Bey, Fransız işgal kuvvetlerine erzak taşıyan yüz elli arabalık konvoyu bozguna uğratarak Antep’in kurtuluş mücadelesi başlatmış ve “Düşman cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez!” sözüyle tarihe geçmişti.

 

11-)Halime Çavuş

Kastamonu’da doğan, anne-babasının “kızım gitme” şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı. Mühimmat taşımada birçok görev yaptı. Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldı. Bir keresinde İnebolu’dan cepheye cephane taşırken Mustafa Kemal Paşa’ya rastladı. Ancak rastladığı kişinin O olduğunu bilmiyordu Mustafa Kemal Paşa “Sen üşüyor musun böyle?” diye sordu. “Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?” dedi.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: KÜBRA ÇELEPİ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam