DİSK Tiyatro İşçileri tarafından sahnelenen oyun, işçi sınıfı üzerinde ağır bir baskının, yaşandığı, iş cinayetlerinin ülke gündeminden düşmediği, sendikasızlaştırmanın alabildiğine arttığı bir dönemde işçi tiyatrosu adına bir soluk oldu.
İş cinayetlerini, bu cinayetlerden sonra patron-usta-savcı-doktor-hakim zinciri üzerinden seyreden üzerini örtme, işçiyi sorumlu gösterme sürecini ve örgütsüz ve kendi çıkarlarının bilincinde olmayan işçilerin bu zincirin parçası haline nasıl getirildiklerini mizahtan da yararlanarak işleyen oyun, ilgi ve dikkatle izleniyor. Ölen her işçinin birer rakam değil; sevdikleri, özlemleri, hedefleri olan insanlar olduğunu hikayeleştiren oyun, patronların maliyet hesaplarıyla bu dünyaları gözlerini kırpmadan yıkan birer vampir olduklarını vurgulu şekilde teşhir ediyor oyun.
Oyun şimdiye kadar sahnelenen işçi sınıfı mücadelesini dile getiren, işçilerin direngenliğini anlatan, birlik mücadele dayanışma üzerinde yükselen benzerlerinden çok farklı bir tiyatro eseri olarak öne çıkıyor.
Oyunda gündelik çıkarları için bütün bir geleceğini, hatta hayatını feda etmeye hazır saf, temiz, uyanık, gününü kurtarmayı marifet sayan kurnaz olduklarını düşünen ve bu yüzden de kaybeden işçiler var.
Oyun bu işçilerin "uyanıklıkları" üzerinden komedi türüne yakın bir güzergah izleyerek ilerliyor. Sahnelenen oyun tam bir gerçek hayatı konu almış, yaşanmış ve yaşanacak inşaat işçilerinin iş kazalarına ışık tutarak kurgulanmış bir eser. Eser kadar sahnede canlandıran oyuncularda sanki o anı yaşarmışcasına hem hüzünlendiriyor hem de güldürüyorlar.
İnşaat işçilerinin iş cinayetlerini konu alan oyun, işçilerin bilinçli hareket etmelerini ve işvereninde iş güvenliği açısından duyarlı davranmaları konusunda bir kez daha oyunlarıyla dile getiriyorlar.
Kemal Özdemir’in yazdığı Galip Görür’ün yönettiği Üç Maymun isimli tiyatro oyunu soru sormaya davet ediyor sizi. Üç Maymun elbette uzun zamandır örneğine rastlamadığımız bir işçi tiyatrosu. Politikanın alanının daraldığı yerde sanat uzlaşmaz karakteri ile yeni bir itiraz üretiyor kendi içinden.
Bir inşaat şantiyesinde yaşanan iş cinayetinde hayatını kaybeden Adem’in vakasını irdeleyen oyunda işverenlerini yere göğe sığdırmayan, mesai arkadaşlarının hayatını kaybettiği kazayı neredeyse görmezden gelirken sendikacının örgütlenme çağrısını duymazdan gelen üç işçi oyunun merkezinde yer aldı. Sistemin tüm yalınlığıyla sorgulandığı oyun kimi zaman güldürdü, kimi zaman hüzünlendirdi. “Bir cevabım var. Sorusu olan yok mu?” genel durumu ve oyunu özetleyen replik olarak öne çıktı. İş cinayetinde hayatını kaybeden Adem’in eski Adem’in gömülüp yenisinin doğduğu temasının üzerinden sendikal örgütlenme propagandası da inceden işleniyor.
DİSK ile “Tiyatro İşçileri” Topluluğu’nun el ele vermesi ile vücuda gelmiş oyun. Türkiye’de işçi sınıfının içinde bulunduğu hal, çuvaldızı kendine batırarak irdelenirken, estetik düzeyden hiç taviz vermiyor.
Hem yönetmen, hem de oyun yazarı sahnede oyuncu olarak da yer alıyorlar
Kemal Özdemir’in yazıp Galip Görür’ün yönettiği oyunda Adem’i Galip Görür, Abdal’ı Nihat Mürşitpınar canlandırdı. Görmeyen, duymayan, konuşmayan üç maymunu sembolize eden işçi rollerinden birini oyunun yazarı Kemal Özdemir diğerlerini Mehmet Ünal ve Ercan Yenigül üstlendi. Zuhal Ayvazlar hem Adem’in geride bıraktığı sevgilisi Melek hem de Adem’in hayatını kaybettiği iş cinayetinin savcısı oldu. Yönetmen Galip Görür inşaattaki işçilerin yere göğe sığdıramadığı işveren Ali Gürçiçek ise sözlerinden çıkmadıkları Sıtkı Usta’yı, yanı sıra polisi, imamı çandırdı. Sendikacı rolünde ise Haluk Yüksel vardı. Oyunda avukatı canlandıran Günay Alçın teknik ekibin ses bölümünde görev yaptı. Sareban Sokak Sanatçıları oyunun müziğine, “canlı” imza attı. Işıkta Ahmet Çay’ın yer aldığı oyunun dekoru ise kolektif çalışma ürünü.
Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: KÜBRA ÇELEPİ
