Online senaryo sohbetleri

Türkiye Sinema Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde hayata geçirilen 4. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması kapsamında gerçekleştirilen “Senaryo Sohbetleri” programı ünlü isimleri ağırladı. TÜRSAK Vakfı YouTube kanalında sinemaseverlerle buluşan ve moderatörlüğünü Bora Talat Oyacı’nın yaptığı “Senaryo Sohbetleri” programının yedinci konuğu, yer aldığı projeler ile beğeni toplayan ve Mucize Doktor dizisi ile adından sıkça söz ettiren oyuncu Taner Ölmez olurken, Yönetmen Bora Talat Oyacı’nın moderatörlüğünü yaptığı programın sekizinci konuğu Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin İlyas Çakırbeyli’si oyuncu Ozan Akbaba oldu. Programın dokuzuncu bölümünün konuğu “Oyuncu Gözüyle Senaryo” başlığı ile G.O.R.A, Babam ve Oğlum, A.R.O.G., Kırık Kanatlar, Bir Demet Tiyatro gibi birçok film, dizi ve tiyatro oyununda seyircinin beğeniyle izlediği başarılı oyuncu Özge Özberk olurken, onuncu bölümünün konuğu “Oyuncu Gözüyle Senaryo” başlığı ile Mucize Doktor dizisinde "Nazlı" karakterini canlandıran oyuncu Sinem Ünsal oldu. Oyunculukla, sinemayla ve dizi dünyasıyla ilgili oldukça eğlenceli sohbetlerin gerçekleştiği programlar sinemaseverler tarafından ilgiyle takip edildi.

TANER ÖLMEZ “Bir Oyuncu Tiyatro Yapmadan Kendini Geliştiremez”

Ortaokulda sınıfça gittikleri bir tiyatro oyunundaki performansları beğenmeyip “Ben bunun daha iyisini yaparım” diyerek oyuncu olmaya karar verdiğini söyleyen Taner Ölmez, “Kendimi tiyatroda çok mutlu hissediyorum. Tiyatronun o kokusu ve içinde bulunduğum ortam beni inanılmaz şekilde etkiliyor. Genellikle oynamak istediğim oyunları kendim seçiyorum. O yüzden mutsuz olma olasılığım da ortadan kalkıyor. Sahnede olduğum an büründüğüm karakteri canlı kanlı ve heyecanlı şekilde yaşıyorum. Bir oyuncu hiçbir şekilde tiyatro yapmadan kendini geliştiremez ve sorgulayamaz. Tiyatro oyuncular için en iyi antrenman sahasıdır ve asıl er meydanı orasıdır” dedi.

TANER ÖLMEZ “Rolümde Başarılı Olabilmek İçin Otizmli Çocuklarla Bol Bol Vakit Geçirdim”

Mucize Doktor dizisinde başarıyla oynadığı Ali Vefa karakteri ile gönüllerde taht kuran Ölmez, dizide işlenen konuya, oynadığı karaktere ve karakterini nasıl daha iyi yansıtabileceğine dair uyguladığı teknikleri programda hayranlarına anlattı. Mucize Doktor’un senaryosu eline geldiğinde böyle bir konunun işleneceğinden dolayı çok sevindiğini belirten Ölmez “Senaryoyu ilk okuduğumda Ali Vefa’nın tam canlandıracağım bir karakter olduğunu o an anladım. O rolü alamamış olsam bile role uygun oyuncu arkadaşımı bulduklarında onun role çalışma sürecinde kesinlikle yönetmen ve senaristle çalışmaması uyarısını ileterek ona otizmle ilgilenen kim varsa onunla çalışmasını istediğimi söyledim. Rolü aldığımda ise dünyalar benim oldu ve rolümün hakkını verebilmek için dizinin başlamasına çok uzun bir süre varken karakterime odaklanıp çalışmaya başladım. Bu süreçte otizmli çocuklarla çalıştım ve onlarla bol bol vakit geçirdim, aileleri ile buluştum onların yaşadıklarını dinledim” diye konuştu.

OZAN AKBABA '' Kendim kısa filmler çekmeye başladım ve onların kurguladım''

Kars’ın bir köyünde doğduğunu ve Almanya’dan köye ziyarete gelen akrabalarının getirmiş olduğu kameraya oyunculuğa ilk adımı attığını söyleyen Ozan Akbaba, oyuncu olmaya niyetlendikten sonra ilk olarak ailesinin karşısında rol yaparak ilk alıştırmalarını yaptığını söyledi. Daha sonra da Kars’taki bir özel televizyon kanalında çocuk programında sahneye çıkarak oyunculuğa başladığını belirten Ozan Akbaba “Daha sonra kendim kısa filmler çekmeye başladım ve onların kurgusuyla da uğraştım. İlerleyen yıllarla beraber bu işe gönlümü kaptırınca bir baktım ki buralardayım”şeklinde konuştu.

OZAN AKBABA “Küçükken Kendimi Hep Beyazperdede Hayal Ettim”

Küçüklüğünden bu yana işin mutfağına dair içinde her zaman bir ilgi olduğunu söyleyen Ozan Akbaba, ''Kurmaca olan bir şeyi izlerken kendimi kaptırıp bunu nasıl yaptıklarını kendime sorarak işin teknik kısmına ilgi duydum. Daha sonra bunu pratiğe dökmeye başlayınca baktım ki bir şekilde mükemmel bir şey yaratmasam da en azından elimden geldiğince yol alabiliyordum” diye konuştu. Sonrasında da oyunculuk sevdası olduğu için kendisini hep o beyazperdede hayal ettiğini ve bunun için de durmadan çalıştığını söyleyen Ozan Akbaba, Kısa filmleri her fırsatta izlemeyi çok sevdiğini özellikle vurguladı. Kısa film çekmeyi her zaman önemsediğini belirten Ozan Akbaba, ödüllü kısa filmleri izlemekten hoşlandığını belirterek kısa filmin saygıdeğer bir yaklaşımı hak ettiğine vurgu yaptı.

ÖZGE ÖZBERK “Aşkla Yapılan Her İşte Başarı Gelir”

Liseye kadar çok çekingen bir çocuk olduğunu ve ilk başlarda oyuncu olmak hiç aklının ucundan bile geçmediğini söyleyen Özge Özberk, “Liseyi bitirdikten sonra hedefim veteriner olmaktı fakat annem beni oraya götürüp ortamı görmemi istediğinde veteriner olamayacğını anladım” dedi. Oyuncu olma macerasını ve motivasyonunun küçük rollerle başladığına değinen Özberk, “Babamın arkadaşının kurduğu bir oyunculuk ajans vardı. Oyunculuk yapmak için abimle oraya kaydoldum ve bizi ufak ufak rollere gönderdiler. Yardımcı oyunculuk için bir diziye gitmiştik ve ilk oyunculuğum da ekranda saniyelerle ölçülebilecek bir sürede de olsa o diziyle başlamıştı. ‘Sevdiğin işi yapmazsan başarılı olamazsın’ cümlesi ile büyüdük biz abimle küçüklüğümüzde. Ait olduğum parçayı da tiyatroda ve oyunculukta buldum. O inancımla da buralara geldim. Aşkla yapılan her işte başarı gelir. Yeter ki içinizdeki aşk ölmesin”şeklinde konuştu.

ÖZGE ÖZBERK “Oyuncunun Yönetmenle Aynı Dili Konuşması Çok Önemlidir”

Oyunculuk farklı yönlerine ait de birçok önemli bilgi veren Özge Özberk, “Özgünlük bir oyuncunun bağımsız hareket etmesi değil, o bütünün içinde farklılığı yaratmasıyla olur. Bunun için de oyuncu aldığı rolü sahiplenmelidir. Ben sevmediğim hiçbir karakteri eve almadım. Aldığım o rolü seversem o da beni sever. Oyuncunun rolü sevmesi kadar yönetmenle olan ilişkisi de bir projenin başarısı açısından önem arz eder. Bunun için de oyuncunun yönetmenle aynı dili konuşması çok önemlidir. Tanıdığınız ve bildiğiniz yönetmenler seni bir adım ileri götürebilecek alanı tanırlar. Onların seçimlerini o kadar iyi bilirsiniz ki yanlış yapacaklarını düşünmezsiniz ve ona güvenip çalışırsınız” dedi.

SİNEM ÜNSAL “Oyuncu Olmak İçin Bavulumu Toplayıp İstanbul’a Gittim”

Edebiyat bölümünden mezun olduktan sonra da bavulunu toplayıp İstanbul’a giderek bu yolculuk için ilk adımını attığını söyleyen Sinem Ünsal, “Konservatuvarda dört sene daha kaybetmemek için oyunculuk eğitimi almaya başladım ve bir yandan da bu ders ücretlerini karşılamak ve İstanbul’da yaşayabilmek adına bir yayınevinde editor asistanı olarak çalışıyordum. Çok yoğun bir tempom vardı fakat ben çok mutluydum. Çok yoğun bir tempom vardı fakat ben çok mutluydum. Daha sonra menajerimle birlikte çalıştık. Tiyatrocu olmak için konservatuvar eğitimi almayı çok istiyordum. Bunun için de yüksek lisansa odaklandığım bir süreçte Çobanyıldızı dizisinden bir teklif geldi ve audition’dan hemen iki gün sonra da sete çıktım ve oyunculuk kariyerim böylelikle başlamış oldu” diye konuştu.

SİNEM ÜNSAL “Bir Oyuncu İçin Senaryoyu Okuma Süreci Çok Önemlidir”

Oyunculukta herhangi bir projenin içinde yer alındığında öncelikle senaryoyu gödüğünü söyleyen Sinem Ünsal, ''Onu anlamak ve karakterinizi senaryoyu okuma sürecinde analiz etmek oyunculuk açısından çok önemlidir” dedi. Lisans eğitiminde okuduğu Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünün bu süreçte kendisine çok yardımcı olduğunu söyleyen Sinem Ünsal , Mucize Doktor dizisinin senaryosunun kendisine geldiğinde ve onu ilk okuduğunda zihninde sahnelerin birer birer canlandığını Nazlı karakterini derinlemesine bir şekilde anladığını ifade etti. Ünsal diziye dair görüşlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Daha dizinin ilk bölüm senaryosunu okuduğumda dizinin çok hassas bir konuyu işlemesi beni çok farklı duygulara itti. Senaryoda her sahneyi merakla okudum ve bu hassas konuyu oldukça hassas bir şekilde ele alması başarısından dolayı da senarist Pınar Bulut’u tebrik ettim”