SON DAKİKA
reklam
reklam

Kıbrıs ile ilgili görüşler -I-

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 16 Temmuz 2019, Salı - 09:22   Okunma Sayısı:

 

Avrupa, Afrika ve Asya arasında bir iskele olarak görülebilecek olan Kıbrıs, Akdeniz’in ortasında Anadolu’ya 40 mil, Yunan anakarasına 600 mil uzaklıktadır. Osmanlı devleti, Batılılar tarafından Anadolu’ya karşı bir üs olarak kullanılmasın diye 1571 yılında Ada’yı ele geçirmiştir.

1877-1877 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrasında Ruslar Osmanlı topraklarını işgale başlamış, bunu fırsat bilen İngiltere de sözde Osmanlı devletine yardım etmek gayesiyle Ada’nın geçici olarak kendisine devredilmesini istemiştir. Ada’yı bu şekilde alan İngiltere, burada kendi kuvvetlerini konuşlandırmıştır. Bu şekildeki konuşlanma günümüzde de devam etmektedir.

 

Kıbrıs’ın stratejik önemi

Mezopotamya petrolünün yanı sıra Kafkas petrolünün de dünya pazarlarına ulaştırılmasında Doğu Akdeniz’in –ve tabii ki Kıbrıs’ın- önemi artmıştır. Kıbrıs; Suriye, İsrail ve Mısır kıyılarıyla Süveyş Kanalı’nı kontrol edebildiği için bölge ülkeleri açısından da önemlidir. Muhtemel bir Arap-İsrail Savaşı’nda rolü olacağı kesindir. Bu bölgede yapılacak olan insani amaçlı arama-kurtarma tatbikatları bile antenleri ve radarların Kıbrıs’a yönelmesini gerektirir.

Yunanistan ile yaşamakta olduğu onca olumsuzluğa, tarihsel ve hukuksal gerçeklere rağmen Almanya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’ni AB içine almıştır. Böylece AB’nin sınırları Doğu Akdeniz kıyılarına kadar dayanmıştır.

Bu cazibe, Rusya Federasyonu tarafından da ilgi alanı içine çekilmiş, Yunanistan ve GKRY arasında savunma ve güvenliğe yönelik yoğun bir ilişki ve işbirliği başlatılmıştır. Rusya’nın müdahil olduğu bir yerde ABD’nin müdahil olmaması mümkün mü? Türkiye-Yunanistan arasındaki sorunun çözümü için aktif rol üstlenmeye soyunmuştur.

 

Türkiye açısından Kıbrıs

Bölge devleti olan Türkiye, Doğu Akdeniz’i kontrol etmek ve bu denetimden kendisine avantajlar çıkarmak zorundadır.

*Güney bölgemizde yeni yapılan Anadolu-Kıbrıs su boru hattının emniyeti,

*Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı ve buralardaki dolum ve boşaltım tesislerinin güvenliği,

*İSDEMİR tesisleri ve liman güvenliği ve

*Yeni inşa edilecek olan nükleer santralin güvenliği bakımından Türkiye, Kıbrıs’ı kontrol altında bulundurmak zorundadır. Ayrıca Ada’da yaşayan Türklerin Türkiye’den beslenmesi, Kıbrıs’taki kolordunun ikmal ve iaşesinin de Türkiye’den yapılıyor olması bu hassasiyeti daha da arttırıyor.

 

GKRY/KKTC dengeleri

GKRY’nin silahlanma çabaları, Papandreu döneminde hayata geçirilen “Rum-Yunan Ortak Savunma Doktrini”ne dayandırılmıştır. Bu plan kapsamında Yunan uçaklarının konuşlanabilmesi için ilk projeyle Baf yakınında Papandreu hava üssü inşa edilmiş ve kullanıma açılmıştır.

Projenin devamında Yunan Deniz Kuvvetleri için Larnaka ve Limasol arasında bir deniz üssü inşası planlanmış, GKRY, Irak, 

Ada’da Türkiye’nin hâkimiyeti var gibi gözükse de AB şemsiyesi altındaki GKRY, Yunanistan’ın da desteğiyle silahlanma hevesini sürdürmekte ve Ada Türklerini rahatsız etmektedir. Bir dönem S 300 füzelerini Ada’ya konuşlandırmak isteyen GKRY, Türkiye’nin sert protestoları ve amansız takibi sonucunda bu talebinden vaz geçmek zorunda kalmıştır.

 

Müzakere süreçleri

1974’teki Barış Harekâtı’ndan sonra üç aşamalı bir süreç yaşanmıştır. Güvenlik ve garantiler, her üç süreçte de öne çıkmıştır.

1’inci Aşama: Perez de Cuellar’ın ‘Yol Gösterici İlkeler’ (1986) ve ‘Öneri Taslağı’ (1989) bazında ortaya çıkmıştır.

2’nci Aşama: Butros Gali’nin ‘Fikirler Dizisi’nde (1992) belirtilen hususlar üzerine inşa edilmiştir.

3’üncü Aşama: Kofi Annan tarafından ortaya atılan ‘Kapsamlı Çerçeve Anlaşması(2004)’dır. Rahmetli Rauf Denktaş (27 Ocak 1924-13 Ocak 2012) tüm bu süreçlerin içinde olmuş ve KKTC’nin çıkarlarını korumuştur.

Günümüzdeki müzakerelerde ise BM yetkililerinin önerilene göre Garanti ve İttifak Antlaşmalarının birbirinden ayrılması ve buna göre ya birinden ya da ötekinden vazgeçilmesi istenmektedir. Ancak Rum/Yunan tarafının sunmaya hazırlandığı teklifte ise bu sistemin tamamen ortadan kaldırılması öngörülmektedir.

Müzakerelerde Güvenlik ve garantiler konusu, tarafların anlaşmakta zorlandıkları başlıca konular arasındadır.

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam