SON DAKİKA
reklam
reklam

Geçmişten Günümüze İstanbul'un Korkutan Depremleri (ll)

Köşe Yazarı: Mert CiGERLİ   Eklenme Tarihi: 6 Ekim 2019, Pazar - 00:30   Okunma Sayısı:

Yine Chronicon Paschale 407 yılının Nisan ayında gerçeklesen ve İstanbul'da şiddetli bir şekilde hissedilen bir depremden bahseder. Bu depremde şehrin ciddi anlamda bir zarar gördüğü ifade ediliyor ve özellikle bugünkü Bakırköy'de birçok evin yıkıldığı ifade edilirken, tarihi yarımada da bir çok devlet binası da zarar görür. Sismologların tahminine göre bu depremin merkez üssü ise Marmara denizidir.  

412 yılında ,437 ve 447 yıllarında İstanbul`da yine 3 farklı deprem olur.  Günümüzde bazı detayların hangi depreme ait olduğu kesin olarak bilinmese de her iki depremin birçok ortak noktası olduğu biliniyor. Örneğin her üç depremde bir çok evin ve devlet binasının yıkılmasına sebep olmuş, şehirdeki 96 kuleden 57 tanesi bu deprem sonucu tamamen yıkılmış, geri kalanlar da en azından kısmen zarar görmüştür. 7 Nisan tarihinde  466 veya 467 yılında da Çanakkale'nin Avrupa Yakasında ve bugün ki Trakya'da şiddetli bir şekilde hissedilen, İstanbul'da da etkisi hafif/orta derecede olan bir deprem daha görülüyor. İstanbul'da depremle aynı zamanda yaşanan şiddetli yağmur yüzünden bazı bölgelerde geçici olarak su baskını görülüyor. 

 484 yılında Marmara'nın batısında gerçekleşen depremde bugünkü Çanakkale'nin Avrupa yakası neredeyse tamamen haritadan siliniyor ve bu bölgede zarar görmeyen bir bina bile kalmıyor.  

487 yılının 26 Eylül tarihinde (nedense çoğu depremler ağustos ortasından eylül sonuna kadar olan tarihlerde gerçekleşmiş) bir deprem daha oluyor. İstanbul'da büyük bir yıkıma sebep olan deprem Toros Dağları civarında yani Akdeniz Bölgesinde dahi hissediliyor ve Batı Anadolu boyunca zarara sebep oluyor. 532 ve 533 yıllarında İstanbul'da iki deprem daha hissedilmiştir ama bu depremlerde fazla bir yıkım olup olmadığı ifade edilmiyor. 

16 Ağustos 542 tarihinde İstanbul'da oldukça yıkıcı bir deprem görülür. Deprem sadece İstanbul'da değil, bugünkü İzmit, Sakarya, Yalova gibi bölgelerde de yıkım yaratıyor.  

6 Eylül 543 tarihinde bu kez Erdek'i vuran deprem şehrin yarısını haritadan silerken, 546 ve 548 yıllarında şehirde gerçekleşen 2 depremde binaların çoğu ya tamamen yıkılıyor ya da büyük ölçüde zarar görüyor. Daha sonra 16 Ağustos 554 tarihinde (evet yine 16 Ağustos) İstanbul'u, İzmit'i ve çevre şehirleri büyük ölçüde yıkan bir başka deprem gerçekleşiyor.  

Bu deprem hem karada hem de denizde ölümlere sebep oluyor. Bir çok gemi karaya oturuyor ve şehirleri de su basıp devamında da depremden sonraki artçı şoklar aylarca devam ediyor. 

557'deki İstanbul depremi tarihteki İstanbul depremleri içinde en çok bilinenlerden biri olduğu ifade edilirken, bu depremin adaların güneyinden geçen ve beklenen büyük İstanbul depremine sebep olması gereken fay hattında gerçekleşmiş deniliyorken, İstanbul'u direkt olarak vurduğu da ifade ediliyor. 

Deprem sonrası Ayasofya başta olmak üzere çoğu kiliseler zarar görüyor ve devlet binalarının tamamına yakını yıkılıyor., Hatta Ayasofya'nın kubbesi ertesi sene bu depremin yarattığı zarara daha fazla dayanamayarak çöküyor.  

Bu deprem gece yarısı halk uykudayken gerçekleşmiş ve çok az insan kaçma şansı yakalayabilmiş. Gece boyunca devam eden onlarca artçı şoklar sabah saatlerinde sona erince insanlar birbirlerine sarılıp bu olayı sevinçle kutlamaya başlayacak kadar şaşkınlık yaşamış. Bugün Ortodoks kiliselerinde söylenen bazı ilahilerde zaman zaman bu depreme referans yapılmakta olduğu ifade ediliyor.. 

Tarihçiler 580 ve 583 tarihlerinde gerçeklesen 2 depreme dikkat çekerler ama fazla ayrıntılı bilgi vermezlerken, bir sonraki deprem 20 Nisan 611 tarihinde gerçekleşiyor. Deprem sonrasında 3 gün boyunca topluca dualar ediliyor ve kurbanlar sunuluyor. 

Bundan sonra 740 yılına kadar büyük ve yıkıcı bir deprem gerçekleşmiyor (veya gerçekleşse bile tarihi belgelerde pek bahsedilmiyor). Ancak 26 Ekim 740'ta gerçekleşen bir deprem şehirde çok ciddi bir yıkıma yol açıyor. Öyle ki şehirdeki surlar neredeyse tamamen yıkılıyor. Depremin artçı şokları 1 yıl kadar sürüyor ve bu deprem yine günümüzde hala Ortodoks kiliselerinde dua ve ilahilerle anılıyor.  

780, 790 ve 796 yıllarında 3 deprem daha gerçekleşirken, 790 yılındaki depremden sonra korkan Bizans imparatoru ailesiyle beraber şehirden kaçıyor ve şehirde bir süre otorite boşluğu doğuyor.  

861 yılında bir deprem, bundan sonra 866 ve 869'da iki deprem daha gerçekleşiyor. 

Daha sonraki yıllarda 989 yılında adaların güneyinden geçen ve büyük İstanbul depremine sebep olacağı söylenen fay hattı yeniden İstanbul'u vuruyor. Bu sefer bu fay hattında gerçekleşen en son büyük depremden sonra tam 200 sene geçmiştir. Bu depremden sonra Ayasofya'nın duvarları büyük ölçüde çökmüş ve yıllarca sürecek bir tamirat çalışmaları sonrası Ayasofya tamamen yıkılmaktan bin bir zorlukla kurtarılabilmiş.          (Devamı yarın)

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam