SON DAKİKA
reklam
reklam

Adana Mutabakatı (II)

Köşe Yazarı: Osman ÇAKIR   Eklenme Tarihi: 1 Kasım 2019, Cuma - 10:13   Okunma Sayısı:

 

Suriye'nin kuzeyinde kurulmak istenen terör devletine karşı 32 Km. derinlikte bir güvenli bölge oluşturmak amacıyla Türkiye'nin başlattığı Barış Pınarı Harekâtı sahada başarılı bir şekilde sürerken, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkan Yardımcısı Mike Pence ve beraberindeki heyet alelacele Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye konusunu görüşmek üzere Türkiye'ye geldi. 

Ankara'da yapılan heyetler arası görüşmelerde Türkiye, ABD'nin talebi üzerine, oluşturulacak güvenli bölgede bulunan terör gruplarının tamamının 120 saat içerisinde bölgenin dışına çıkmaları için zaman tanıdı.

Bu sürenin dolacağı gün Rusya’ya giden Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü.

Soçi Mutabakatı olarak adlandırılan bu görüşmede/belgede Rusya bir kez daha Adana Mutabakatı'na atıfta bulundu. Suriye'nin kuzeyinde Türk ve Suriye orduları arasındaki işbirliğinin 1998'de imzalanan Adana Mutabakatı çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğini her fırsatta hatırlatan Rusya, Türkiye’yi ısrarla Adana Mutabakatı’na sadık kalmaya neden zorluyor?

Bu sorunun cevabı Esenyurt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz'a göre, “Rusya, Türkiye’nin askeri girişimlerini kontrol altına alarak Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed ile birlikte bir an önce boşlukları doldurmaya çalışıyor. Bununla birlikte Türkiye’nin endişelerini giderirken, Türk ordusunu bir an önce Adana Mutabakatı ile öngörülen 5 kilometre çizgisine geri çekmeyi hedefliyor.”

Türkiye’nin ağırlığını ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların dönüşüne verdiğini ve bu konuda Rusya’dan ve dolayısı ile dolaylı yoldan Esed’den destek istediğini ileri süren Prof. Dr. Yılmaz,  Türkiye’nin bu aşamada siyasi amacının ise YPG ve PKK’yı bölgeden çıkarmak, yerine Suriyeli sığınmacıları koymak olduğunu söylüyor.

Bilindiği üzere Türkiye ve Suriye’nin dışında ne Rusya, ne ABD, ne de AB ülkeleri PYD/YPG’yi terörist örgüt olarak görüyor. Hatta İran bile.

Öte yandan bölgenin huzurunu bozan ve barışı baltalayan ülkeleri ise bilmeyen kalmadı. Neredeyse otuz yıl oldu Irak Savaşı’nın başlatıldığı 1991 yılından bu yana. O yıldan günümüze ne patlatılan bombalar son buldu, ne de akıtılan müslüman kanı. Ortadoğu insanının barışa ve huzura şiddetle ihtiyacı var.

YPG’yi terörist örgüt ilan eden Türkiye, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed’le ortak sorunlarını birlikte çözmek için bir gün aynı masada buluşur mu? Son günlerde gelişen hadiselere baktığımızda, her iki ülkenin devlet başkanlarının bölgenin selametini düşünerek ileri bir tarihte bir araya geleceğini umuyoruz.

ABD, YPG unsurlarının bölgeden çıktığını daha önce (22 Ekim’de) açıklamıştı. Soçi Mutabakatı’nda yer alan 150 saatlik süre de bu akşam 18:00 itibariyle doldu. Bu kez Rusya, YPG’nin verilen süre dolmadan güvenli bölgeden ayrıldığını duyurdu.

YPG unsurları mutabakat belgelerinde belirtilen bölgeden tamamen ayrıldığına göre, sırada Türkiye’de bulunan 3 milyon 650 bin civarındaki Suriyeli sığınmacıların güvenli bölgeye dönüşünün sağlanması var.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam