SON DAKİKA
reklam
reklam

10 Kasım sonrası

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 15 Kasım 2019, Cuma - 10:00   Okunma Sayısı:

 

    “Atatürk’ü Anma Günü”nde sabah 08.20’de Kadıköy iskele meydanında yapılacak törene katılmıştım. Bu yılki katılımın her senekinden fazla olduğunu söyleyebilirim. Garnizon komutanlığı personelinden, okullardan, spor kulüplerinden ve meslek odalarından olağanüstü bir katılım söz konusuydu.

    Saat 08.30’da başlayan çelenklerin konulmasını 09.05’teki anma seremonisi izledi. Vapur, motor ve gemiler düdük çalarak; binek otoları ve otobüsler ise korna çalarak anmaya eşlik ettiler. Manzara, gözleri yaşartıyordu.

    Tören bitiyor ama halk dağılmakta aceleci bir tutum sergilemiyordu. Anıtta yanan meşalelerin yanına çıkmış çocuklar dakikalarca pozlar veriyor, öğretmenlerinin anlattıklarını dinliyorlardı.

 

***                     ***                     ***

… Törenden sonra “Günün Anlam ve Önemi”ni belirten konuşmalara katılamadım. Dolmabahçe’de Bezm-i Âlem Valide Sultan camiinde düzenlenen mevlüde katılmak üzere karşıya geçtim. Şimdiye kadar bazı tv kanallarında icra edilen mevlütlerde Atatürk’ün adının anılmamış olması karşısında böylesi bir güzel uygulama çok kişiyi sevindirmiştir.

Camiye gelenler lokma tatlısı dağıtılması ve halkın Atatürk sevgisinin mevlütlere de yansıtması, dualarında Atatürk’ün adını esirgeyen o kindar kanalların sahipleri için de örnek olur…

 

***                     ***                     ***

Camide mevlüt saatine kadar konuştuğumuz kişilerin duygu ve düşüncelerini de burada kaydetmek istiyorum.

Tünaydın: Sizce Atatürk hakkında yeterli bilgi veriliyor mu?

---Nerede Beyim, bu memlekette 16 yıl içinde altı defa Bakan değişti. Her Bakan olan çocuklarımızın okul kitaplarında değişiklikler yaptı. 2003 yılından bugüne kadar Atatürk’e kitaplarda daha az yer verilmeye başlandı.

    ---Atatürk ile ilgili kitaplar az sayıda ve biraz da pahalıydı. Bizim kuşak II. Dünya Savaşı’na girmemiş ama yokluk içinde geçirmiştir. Evimizde gaz lambasıyla ders çalışırdık ama gazı bile bulmak bazen mümkün olmazdı. Ders haricinde nasıl kitap okuyabilirdik. Bu kitaplar ücretsiz dağıtılmalıydı bence…

    ---Partizan tutumlar nedeniyle Atatürk ikinci plana itilmek istenmiştir. O dönemi karalamak için uydurma şeyleri anlatmak revaçtaydı.

    ---Biz Atatürk ile ilgili bilgileri anamızdan babamızdan öğrendik. Bu bilgiler, bize anlatılan şekliyle,  “Yurdumuzu kurtaran adam, mavi gözlü ve sarı saçlı büyük adam, Çanakkale kahramanı…” gibi sloganlardan ibaretti. Şimdiki gibi televizyon yoktu, gazeteler yoktu. Şimdi bu organlarda Atatürk hakkında daha geniş bilgiler verilmektedir.

    ---Atatürk sevgisi, İstiklâl Harbi’nin tam olarak bilinemeyişinden dolayı yüzeysel kalmış, gerçekler ve yaşananlar halka doğru şekliyle yansıtılmamıştır. Atatürk’ün vatan sevgisi, asil hareketleri, milli menfaatlere karşı duyarlılığı, geleceği doğru olarak görebilme ve tahlil yapma yeteneği göz ardı edilmiş; planlı olarak alkole ve eğlenceye düşkün düşkün, dine karşı bir kişi olduğu öne çıkarılmıştır.

Çanakkale muharebelerinde “Hafızı çağırttık, Kur’an okuttuk” demesi, Meclisi açış töreninde dua etmesi, Kur’an’ın Türkçeleştirilmesine katkı yapması gibi hassas yanları gösterilmez, anlatılmaz.

    Konuşmalara ve halka mikrofon tutmaya burada ara veriyoruz. Bu açıklamalar bir kitaba konu olacak türden… İnsanımızın konuyu derinlemesine tahlil edebilme yeteneği ve bilinçlendiği ortada…

    Valilik ve kaymakamlıklarımıza, bu makamlarla koordineli çalışarak tören programını düzenleyen ve katılımın artmasını sağlayan TESUD Başkanı E. Tuğgeneral Ümit Yılmaz’a binlerce teşekkürler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam