SON DAKİKA
reklam
reklam

ABD BAŞKANLIK YARIŞINDA KİRLİ SİYASET VE JOE BİDEN

Köşe Yazarı: HASAN BİRGÜL   Eklenme Tarihi: 1 Eylül 2020, Salı - 10:28   Okunma Sayısı:

ABD'de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimine hazırlanan ülkenin iki büyük partisi Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti arasındaki yarış ve Demokrat Parti içindeki başkan adayı Joe Biden’ ın Türkiye için sarf ettiği sözler ''kirli siyasete'' dönüştü. Beklendik final diyebiliriz. Biden nasıl kirli siyaset planlıyorsa, Trump ’un da bence ondan kalır tarafı yok ve asla Türkiye’ye sempati duymuyor. Demagoji yapmayalım, ‘’Al birini vur ötekine’’ diyorum.

ABD Başkanlık yarışları genellikle kirli siyasetlerle meşhurdur; tarih hep böyle yazmış. Başkanlık seçimlerinde adayların birbirine karşı saldırgan tutumu, Amerikan siyasetinin bir parçası olarak da kabul ediliyor. Eski Başkan Richard Nixon, 1972 yılında Demokrat Partililerin Watergate binasındaki merkezine dinleme cihazları yerleştirmiş ve seçim kampanyasının gidişatını dinlettirmişti. Nixon, bunun ortaya çıkmasından sonra istifa etmek zorunda kalmıştı.

ABD'de 1828 yılındaki başkanlık seçiminde de John Quincy Adams, rakibi General Andrew Jackson tarafından, kadın satıcısı anlamına gelen ''Pimp'' lakabını takmıştı. Bu lakap, Adams Moskova'da Amerikan büyükelçiliği yaptığı sırada Rus bir asille genç bir kadının ilişkisine yardımcı olduğu dedikodusuna dayandırıldı. Adams'ın destekçileri de geri kalmayarak, ''General Jackson'ın annesi, Amerika'ya İngiliz askerleri tarafından getirilen bir hayat kadınıydı'' yazılı broşür bastırarak dağıttılar. Seçimi, General Jackson kazandı. ABD’nin kurucularından Thomas Jefferson’da, 1800 yılı seçim kampanyasında ‘’cinayet, soygun, tecavüz, evlilik dışı ilişki ve enseste'' destek vermekle suçlanmış ve seçimi kazanmıştı.

Kirli siyaset tarihi ABD’de artık alışıla gelmiş bir durumda, Eylül ve Ekim ayları Cumhuriyetçiler ve Demokratlar son kozlarını oynayacak. Anketler Joe Biden ’ın önde olduğunu söylüyor. ABD'de yayın yapan siyasi analiz sitesi "Real Clear Politics “in derlediği son güncel anketlere göre, ülke genelinde Demokrat aday Biden, yarışı Trump'ın ortalama yüzde 7,6 önünde götürüyor. Öte yandan, CBS, ABC, Washington Post ve Economist anketlerinde de Biden, Trump'ın yüzde 10 önünde görünüyor. Seçimlerin kaderini belirleyecek 6 eyaletten 5'inde de Biden ‘ın önde olduğu görülüyor. Sonuçlar ne olur bilinmez ama Biden ve Trump’ı zorlu bir yarış bekliyor. Ama görüyoruz ki, stratejik oy kullanmaya dayalı hesaplamalar sadece Türkiye’ye has değil. Biden ve destekçileri Amerika’daki seçimleri de şablonlar üzerinden düşünerek hareket ediyor. Bunun göstergelerinden biri de Biden’ın başkan yardımcısı tercihi oldu. Belki de dayatma desek daha doğrudur. Kamala Harris’in başkan yardımcısı olarak belirlenmiş olması bir tesadüf değil.

Bütün planlar Trump’ı devirmek üzerine yapılıyor. Joe Biden hamlelerin hepsini ciddi bir strateji de gerçekleştiriyor ve sürpriz yaşamak istemiyor. Joe Biden, Başkanı Donald Trump’ ı yenmek için tüm Demokratlarla birlikte var güçleriyle çalışacakları sözünü verdi. Biden, Başkan Trump’ın ülkede “çok fazla öfke, çok fazla korku, çok fazla bölünmeye” yol açtığını söylüyor ve sözlerine söyle devam ediyor “Bana başkanlığı emanet ederseniz, karanlığın değil ışığın müttefiki olacağım. İnsanlar için bir araya gelme zamanı artık geldi. Amerika’daki bu karanlık dönemin üstesinden gelebiliriz ve geleceğiz “

Biden bu sözleriyle birleşme çağrısı yapsa da; bu böyle olmayacak. Maalesef tipik Demokratlar “Karanlıktan Aydınlığa” sözleriyle kitleleri ve medyayı manipülasyonlara davet ediyor. Joe Biden’ı bazı Türk Politikacılar küçümsüyor aslında bu satranç ustası o kadar da küçümsenecek bir siyasetçi değil; bunu unutmayalım. ABD’deki eylemler ve küresel salgın Joe Biden’ın elini güçlendiriyor. George Floyd’un polis şiddetine maruz kalarak yaşamını yitirmesinden sonra sokak gösterilerine ve Trump karşıtı protestolara dönüşen eylemler Joe Biden’ı mutlu etmiştir.

Aslında bazılarının “Amerikan derin devleti” dedikleri “Amerikan kurulu düzeninin” diğer ülkelere bakışı değişmez, sadece kendi menfaatine odaklı bu bakış açısı her ülkede iktidarla çalışır. Ama bunun karşılığında çok şey değil yalnızca bir tek şey isterler, o da her istediklerinin yapılması. Bunun için diplomatik ve stratejik yol izlerler. Gelelim Joe Biden ‘ın The New York Times Yayın Kuruluna 8 ay önce verdiği mülakata. Küstahlık ve skandal sözler içeren, NATO Müttefiki bir ülkenin yönetimine talip olmaya aday biri için hiç uygun olmayan kirli seçim hamlesine baştan söylemiştim. ABD; Kirli Seçim tarihleriyle çok sık konuşulur. Joe Biden’ın sözleri bir NATO müttefikinin içişlerine doğrudan müdahale anlamına geliyor. Biden ‘ın tanıdık demokrasi ve insan hakları eleştirilerinin ötesine geçmesi ve Türkiye’nin içişlerine doğrudan müdahale sözü vermesi Türk-Amerikan ilişkilerinin ne kadar zorlu bir dönemden geçtiğini de gösteriyor. Biden ‘ın muhalefete destek vererek iktidarı indirmekten bahseden sözleri bu güvensizliğin tamir edilmesi zor bir noktaya sürüklendiğine işaret ediyor.

Obama’nın sekiz yıl başkan yardımcılığını yapan Biden ‘ın gaflarıyla meşhur dönem yaşadığı biliniyor. Türkiye’yle ilgili ifadelerindeki özensizlik ve tutarsızlık göze çarpsa da sözlerini gaf olarak nitelemek pek mümkün değil. The New York Times ‘ın demokrasi ve otoriterlik konusundaki hassasiyetlerini bilen Biden ‘ın yayın kuruluna güvence verip liberal kanadı memnun etmeye çalıştığı çok açık. Demokrat Parti programında da yer alan demokrasi promosyonu ve insan haklarını dış politikanın ana dayanaklarından biri haline getirme çabası ön planda. Bu ajandaya sadık kalacağını göstermeye çalışan Biden ‘ın liberal müdahaleci kanadın baskısını hissettiği de açık bir şekilde görülüyor.

Seçildiği takdirde Biden yönetiminde Türk-Amerikan ilişkileri diplomatik anlamda daha zorlu bir döneme girecektir. Biden boşuna “Demokrasi Aydınlık” nağraları atmasın. Kirli ve stratejik siyaseti her alanda baskıcı bir şekilde uygulayacaklarını mesajını aşikâr bir şekilde anlatıyor. Obama’nın mirası zaten hala aklımı karıştırır nitelikte olan bir açıklama. Ama şu açıklamalarını asla unutmayalım; küstah politikacı Joe Biden şöyle demiş: “Türkiye’de darbe ile değil, muhalefeti destekleyerek iktidarı değiştireceğiz”.

Trump nasıl çıkarcıysa Biden ondan daha küstah ‘’AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE’’ misali... Kasım seçimlerine 2 ay kaldı bakalım Biden ‘ın çantasından daha neler çıkacak ; sevimli olup herkesi kucaklayacağız demeyecek tabi ki ama saha da ve masa da daha kararlı olmamız gereken bir döneme gireceğiz. Aklıma şöyle bir söz geldi bunu da dile getirmek istiyorum; merhum Süleyman Demirel'in meşhur "Politikada dün dündür, bugün bugündür" sözü, Biden için de geçerliliğini korur ve ABD'nin Türkiye'ye bakış açısı, "ülkelerin menfaatleri" o gün neyi gerektiriyorsa o şekilde sürer gider. Dünkü sözler de düne ait kalır, bugün yeni sözler devreye girer. Adaylık başka, Başkanlık başkadır..

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam