SON DAKİKA
reklam
reklam

Megaköy’den insan manzaraları

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 20 Eylül 2020, Pazar - 17:24   Okunma Sayısı:

Polisi tehdit eden korsan minibüs şoförü

   7 Eylül Pazartesi günü Esenyurt’ta korsan taşımacılık iddiasıyla durdurulan bir ticari minibüsün sürücüsü, polisin dur ihtarına uymayarak kaçmış, fakat bir süre sonra durmuştur. Sürücü M.Y. korsan taşımacılık yaptığı araçtan tekstil atölyesi çalışanlarını indirdikten sonra polise hakaretler savurmaya başlamış ve polisleri defalarca tehdit ederek “en son birinizi öldüreceğim ben” diyerek bir polisin üstüne yürümüştür. Sürücü gözaltına alınarak karakola götürülmüştür.

 

   Koca bir şehrin emniyet ve trafik hizmetlerini canla başla yerine getiren polisimiz, hatalar yaptığı zaman eleştiriyoruz. Ben de eleştiriyorum. Bu eleştiri hiçbir zaman tahripkâr nitelikte olamaz, olmamalıdır. Hataların giderilmesi amacıyla yapıcı ve öğretici tenkit kabul edilebilir.

   Normal trafik kontrolünü yapan devletin memuruna parmak sallayarak yapılan tehdit affedilemez. Polise kafa tutmak adeta moda haline geldi. Trafikte şoför, mahallede suçlu, hastanede hasta sahibi polisi hedef olarak görüyor ve düşmanca davranıyor.

 

   Bu davranışlar mutlaka yasalardaki karşılığını bulmalı ve kimseye tolerans tanınmamalıdır. İyi hal, özür dileme, para cezası gibi yaptırımlar umursanmıyor bile… Eğer polise yapılan saldırı ve sataşmalar karşılık bulmazsa polis kendisini ceza organı olarak görmeye başlar. Alkollü araç kullanan kişi çevriliyor, polise söyledikleri dakikalarca ekranlarda gösteriliyor. Ne gerek var. Bir insanın sarhoş olup olmadığının tespiti için alkolmetrenin üflenmesi hukuki açıdan zorunlu... bunu anladık da, herkesin gözü önünde bu işlemi yapıp tiyatro sahnelemeye gerek var mı?

 

   Son olayda alkollü araç kullanıp bir kızımızın hayatını kaybetmesine yol açan kendini bilmez adam 12 yıl ceza almış. Daha üst mahkemeye başvuracaktır, cezaevinde iyi halden yararlanacaktır, af çıkacaktır vb. Hep öyle olmadı mı? Son çıkarılan afta trafik katilleri yine aramıza gelmedi mi?

 

Gebe ineği çalıp kesenler

   Bir kişi veya grup hayvan hırsızlığını işkolu haline getirmiş. Gebe ineği ahırdan çalmışlar, ormanın kenarında götürüp kesmişler. Yavrusu ya ölmüştür veya onu da kesmişlerdir. Bu olay hangi dine, hangi mezhebe veya hangi tarikata sığar?

 

   İnsanımızın arasında bazı ruhsuz, vicdansız ve kara cahiller olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama canilik farklı bir şey… O anne inek kim bilir nasıl bir bıçakla ve ne kadar sürede kesildi acaba? O yavrunun çektiği acıyı tahayyül edebiliyor musunuz?

 

   Bu adamların tek gayesi var: Cebi doldurmak! Hırsızlık suç, o yavrunun ölümüne sebebiyet vermek büyük günah… Failler yakalansa ne olacak? Bu kapıdan gir, şu kapıdan çık… Beddua etmekten başka yapacağımız bir şey kalmıyor galiba?

 

Maske takmayanlar

   Kadıköy’den vapurla Karaköy’e geçiyorum. Çoğunluk maskeli. Çay içmek veya bir şey yemek maksadıyla bazı insanlar maskesini çıkarıyor. Nostalji yapmak için 15 dakikalık vapurda çay-simit faslına son vermek çok mu zor?

 

   Trende boşluk bırakılarak oturma şeklini kabul etmeyenler var. Siz dikkat etseniz de etmeyenler gelip yanınızdaki boşluğa oturabiliyor. Hatırlatsanız bir dert, hatırlatmasanız başka bir dert. Trenlerdeki oturma yerlerini yeni baştan dizayn etmek zor mudur? Bizim insanımız yasak delmeye veya kural tanımamaya meraklıdır da…

 

 

 

Vapurda müzik yapanlar

   Aynı vapurda tek kişi veya iki kişi müzik yapıyor; ama içeride anons edilmesine ve herkesin maskeli olmasına rağmen müzisyende maske yok. Üç gün süreyle İBB / Beyaz Masa’ya şikâyet ettim. Şimdi de müzisyen yok. Kökten çözüm bulundu anlaşılan…

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam