SON DAKİKA
reklam
reklam

Balkondakiler üzerine!

Köşe Yazarı: SELAHATTİN DEMİREL   Eklenme Tarihi: 24 Eylül 2020, Perşembe - 09:16   Okunma Sayısı:

Yazıya başlamadan önce gündemde olan ya da kıyıda köşede duran haberlere bakarım. İlgimi çekenleri yazıma dâhil ederim.

Dikkat ettim, yazılarıma epeydir haber ekleyerek yorum yapmıyorum. Bundan çekiniyor muyum, hayır!

Gündemi belirleyen onca asık suratlı gelişmeden bahsedip okurları bunaltmaktan endişeleniyorum açıkçası.

* * *

Bakımsız bahçeli evlerden, eşini Hakk’a uğurladıktan sonra iyice kendini boşlayan derbederlerden, o eski dürüst sevgilerin yaşanmayışından bahsetmek bile bu kadar zor olmuyordu yazı işçisi için.

Bunlara aldırış etmeyip güzel yerleri gezenleri, kıvamında demlenmiş çayın peşinden gidenleri, kitap sayfaları arasında mutlu olanları görünce de imrenmemek elde değil.

* * *

İnsanların birbirine korkulu baktığı şu günlerde mesafeli iletişim yaygınlaşırken en yakınlarına bile “Beni anlamıyorsunuz!” çıkışları yapanlar var mıdır acaba?

O başka, bu başka, diyeceksiniz herhâlde. İlan edilen sonbaharın içinde hayatı eve zar zor sığdırmaya çalışsak da tüm efkârıyla kendini balkonda bulup türlü düşüncelere dalanlar da olacaktır.

Bu gibiler o sırada ev halkından kendini bir parça uzak tutup hava almayı ümit edecektir belki. Balkonu olmayanlar ya da PVC doğramayla kapalı olanlar… Onlar ne yapacaktır?

Peki, evde tek olanların balkona çıkıp düşünme ihtimali yok mudur? Büyük şehirlerle kasabaların balkonları ve bu balkonlara çıkış sebepleri üzerinde pek durmamıştır araştırmacılarımız.

Dumansız hava sahası için balkona çıkışlar da günden güne artmaktadır. Peki, sigaranın külü ve izmariti sokaklara mı atılmaktadır?

* * *

Hassas zamanlardan geçerken bu gibi konular üzerine düşünülecek değil tabii! Daha mühim meselelerimiz var ve hâlen çözüm beklemekte.

Yine de bir gün bahsettiğimiz balkon konusu üzerinde durulur ve bir de üzerine “balkon konuşması” kavramı eklenirse Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar romanıyla bağlanabilir.

Nasıl mı? Romanın başkarakteri Hikmet Benol’un hem yazıp yaşadığı hem de yaşayıp yazdığı oyunlarla teselli bulmaya çalışışı, komşusu Hüsamettin albayın balkonunda son bulacaktır.

Elbette koca romanı birkaç cümleyle ifade etmek mümkün değildir, lakin balkon deyince de hatıra gelmemesi mümkün değildir.

* * *

Ehliyet bilgilerinin çipli kimlik kartlarına yüklenmesi haberi de mi sevindirmeyecektir bizi? Bu yüklemenin yılın kalan üç ayındaki trafik kazalarını etkileme oranı kaçta kaçtır peki?

Her ne kadar maaşımızı onunla almasak da doların alıp başını gittiği, geçimin gittikçe zorlaştığı bir ortamda balkondan girip ehliyetlerin yüklendiği çipli kimliklerden çıksak da yine de bir şeyleri kolay değiştiremeyeceğiz galiba!

Neyleyelim, belki felek bir gün bize de yâr olur!

* * *

Sabahattin Ali’den:

“Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:

Garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.

Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:

İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.

Görünce gülme sakın çırpınıp aktığımı:

Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum…”

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam