SON DAKİKA
reklam
reklam

KAHVENİN TARİHİ YOLCULUĞU

Köşe Yazarı: Mert CiGERLİ   Eklenme Tarihi: 27 Eylül 2020, Pazar - 09:59   Okunma Sayısı:

Kültürümüzün değişmez parçası, kırk yıllık hatırı olan ve muhabbet bahanemiz olan kahvenin hayatımızdaki yeri tartışılmaz. Bugün baktığımızda kahve zincir mağazaları ve ardından 3. Dalga butik kahvecilerle daha da yaygınlaşan kahve tüketimimiz, neredeyse çay tüketiminin pabucunu dama attıracak konuma geldi. Peki her gün tüketmeye alışık olduğumuz kahvenin bulunması ve kültürümüze girişi nasıl oldu?

Kahve ilk olarak 850`li yıllarda Etiyopya`da, Galla kabilesi tarafından keşfedilmiştir. Kabile üyelerinden bir çoban keçilerinin bir meyveyi yedikten sonra davranışlarındaki değişikliği fark etmiş ve keçilerin bu meyveyi yedikten sonra daha canlı ve enerjik olduğunu gözlemlemiştir. Kahvenin uyarıcı etkisini gören çoban tarafından insanlara bu durum aktarılmış ama esasen kahve insanlar tarafından değil de hayvanlar tarafından keşfedilmiştir.

Daha sonra kahveyi dönemin rahipleri denemiş, kahveyi acı ve tatsız bulmuşlardır. Kahveden hoşlanmayan rahipler kahve meyvelerini ateşe atıp yakmaya kalkınca, yanmış kahvenin kokusu ve aroması onları mest etmiştir. Bugün içtiğimiz kahveye en yakın içim şeklini rahipler bu olaydan sonra denemiş ve ateşte kavrulmuş kahveyi demleyip içmişlerdir. Bu sefer kahve rahiplerin çok hoşuna gitmiş, sabahlara kadar uyumadan dinç bir şekilde kalmalarını sağlamıştır.

1000’li yıllara gelindiğinde kahve, Arap tacirlerin Orta Doğu’ya getirdiği bitkinin dikimine başlanarak, bitkinin çekirdeği kaynatılarak elde edilmiş ve “kahwa” olarak adlandırılmıştır. Net zamanı bilinmemekle birlikte 1000-1400 yılları arasında Yemen’de kahve bitkisinden yapılan bir içecek Sufiler arasında yaygınlık kazanır ve Arap Yarımadası'nda kahve yetiştirilmeye başlanır. Ticari olarak yetiştirilen ilk kahve Yemen’in Kızıldeniz ağzındaki El-Muha (Mocha) limanına yakın bölgelerde bulunurmuş.

  1. yüzyılın başlarında Mısır’da yaygın olarak içilmeye başlanan kahve, oradan Suriye’ye gelmiştir. 1517 yılında kahve ilk kez İstanbul’a Kanuni Sultan Süleyman zamanında Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından getirilir. Yemen valisi Özdemir Paşa kahveyi Kanuni ve Hürrem Sultana sunmuş, beğenilince kısa sürede saraya ve tüm İstanbul’a yayılmıştır. Rivayete göre Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan`a sarayda hizmet eden görevi sadece doğru kahve pişirmek olan en az kırk görevli varmış. Haremde ise cariyelere özel kahve pişirme dersleri verilirmiş.

İstanbul’da ilk kahvehanelerin açılışı 1550-1555 yılları arasında gerçekleşmiş. İlk kahvehane Tahtakale’de açılmış olup, kahvehaneler güncel konuların tartışıldığı, fikir alışverişlerinin yapıldığı, şiirlerin okunduğu bir yer olarak hizmet vermiştir.

Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını almıştır. Bu metot günümüz metoduyla hala aynı halde bulunmaktadır. Taze kavrulmuş kaliteli kahve çekirdekleri toz haline gelen kadar, havan veya öğütücü içinde öğütüldükten sonra kahve, soğuk su ve isteğe bağlı olarak şeker cezveye koyulur. Kahve ocağın üzerine yerleştirilip, yüzeyde köpük oluşacak şekilde pişirilir. Son olarak, bir bardak su ve Türk lokumuyla servis edilir.

İlerleyen zamanlarda kahve çekirdeği, önemli bir ihracat malı haline gelerek önce Avrupa'ya, ardından tüm dünyaya yayılarak günümüze kadar ulaşır. Kahvenin Avrupa`ya gidişinin ise yaklaşık 1600’lü yıllar olduğu bilinmektedir. Venedikli tüccarlar İstanbul’da tanıştıkları kahveyi Avrupa’ya taşımışlardır. Avrupa’da da çok beğenilen kahve yine Türk Kahvesi adıyla anılmıştır.

Kahvenin 850`lerde başlayan ve bugünlere uzanan yolculuğu bu şekilde başlamış ve bugünkü halini almıştır. İki sene önce yapılan bir araştırmaya göre, tüm dünyada günde 2.25 milyar fincan kahve tüketildiği ortaya koyulmuş. Dünyada en çok kahve tüketen ilk 3 ülke ise yılda kişi başına ortalama 12 kilogram ile Finlandiya, 9.9 kilogram ile Norveç ve 9 kilogram ile İzlanda olarak sıralanıyor. Kültürümüzde bu kadar yeri olmasına rağmen ülkemizde kişi başı kahve tüketimi ortalama 400 gram ile dünyada 104. Sırada yer bulmamızı sağlıyor.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam