Warning: imagecreatefromjpeg(/var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/../dosyalar/gorsel/2020/12/28/Akademisyen_Deniz_IYstikbal_ile_yaptYgYYmYz_roYportajYn_uYcYuYncuY_boYluYmuY.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 44

Warning: imagesx() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 3

Warning: imagesy() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 4

Warning: Division by zero in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 11

Warning: imagecopyresampled() expects parameter 2 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 28
Akademisyen Deniz İstikbal ile yaptığımız röportajın üçüncü bölümü - Tünaydın Gazetesi
SON DAKİKA
reklam
reklam

Akademisyen Deniz İstikbal ile yaptığımız röportajın üçüncü bölümü

Eklenme Tarihi: 28 Aralık 2020, Pazartesi - 14:03   Okunma Sayısı: 159363
SETA Vakfı Ekonomi Araştırmaları Asistanı ve Akademisyen Deniz İstikbal Hocamızla yaptığımız röportaj dizimizin üçüncü bölümü ile karşınızdayız.

Röportajlarımıza göstermiş olduğunuz ilgiden ötürü, çok değerli okurlarımıza bir kere daha teşekkür ediyoruz. Bir özel teşekkür de bu röportajlarının hazırlanmasında emeği gecen kıymetli arkadaşım Hasan Birgül ve gazetemizin çok değerli çalışanlarına. Onların katkılarıyla bu önemli röportaj dizimizi, okurlarımıza buluşturmaktayız.

Deniz İstikbal Hocamızla yapmış olduğumuz üçüncü röportajımız için hocamıza Küresel Gıda Güvenliği, Tarım ve Siber Saldırılar le ilgili önemli sorularımızı sorduk; gündem başlıklarımızdı ve kendisinin sorularımıza cevapları çok kıymetliydi. Bizleri kırmayıp sorularımıza, özenli ve kıymetli cevaplar verdiği için kendisine teşekkür ederiz.

 

Hocam, İlk Sorum Dünyada Küresel Gıda Güvenliğiyle İlgili Olacak. Şu Anda Küresel Gıda Güvenliği Ne Durumda?

 

Öncelikle bu Küresel gıda güvenliğini, iyi bir şekilde tanımlamak lazım, yani bugünün sorunlarını iyi bir şekilde analiz edebilmek için veya çözüm önerileri sunabilmek için küresel gıda güvenliği nedir? Aslında insanlığın bugün yaşamını sürdürebilmek için gıdaya ve gıda ürünlerine ihtiyacı var. Yani gıdada sürdürülebilirlik önemli, günümüzde ise Kovid-19 denilen bir küresel salgın var.

Bu salgın bize, aslında gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu bize çok iyi bir şekilde gösterdi. Nasıl Gösterdi? Bugün devletler, hepimizin yaşadığı 3-4 aylık eve kapanma süreçlerinde, yaşamımızı sürdürebileceğimiz ve bu süreci atlatabilmemizin tek bağlantısı veya bununla alakalı savaşabilmemizin en önemli sebebi iyi beslenmekti. Ve gıda lazımdı, gıdaya ulaşım lazımdı. Tedarik hattının ve tedarik zincirinin bozulmaması lazımdı. Limanlardaki ticaretin bozulmaması lazımdı. Gıdanın hızlı bir şekilde ülke limanlarına gelip, oradan iç piyasaya dağıtılması ve üreticiden, tüketiciye hızlı bir şekilde gitmesi lazımdı. Bu süreci bazı ülkeler sağlıklı bir şekilde gerçekleştiremediler. Türkiye’yi bu konuda tebrik etmek lazım bu gıda tedarik zincirini hiçbir zaman koparmadı ve çok hızlı bir şekilde güvenli gıdaya ulaşabildik. Tabi ki bunun sağlıklı olması, mikroplara maruz kalmaması veya GDO’lu olmaması yani hepsi aslında Kovid-19’a karşı bize bir mücadele alanı açıyor.

Küresel bir salgında veya yaşamımızı ve yaşam süremizi uzatmak için gıda güvenliği çok önemli, bunu sadece ticaret anlamında veya dengeli, sağlıklı beslenme anlamında söylemiyorum. Gelecek nesillerin devamlılığı sağlıklı bir hayat sürdürülebilmeleri, kaliteli bir hayat sürdürülebilmeleri veya ülkelerin kalkınmasıyla da yakından alakalı yani bugün sağlık alanında problemleri olan toplumda birçok hastalıkla mücadele eden bir ülke kalkınabilir mi? Mesela gerekli yerlerde gerekli paraları harcayabilir mi acaba? Yani sonuçta devletler bugün, kişilerin gelirleri üzerinden vergi alıyor. Ve bu vergi üzerinden yatırım yapıyor. Sağlıklı bir birey sağlıklı bir gıda tedarik zincirinden gelir. Bu gıda tedarik zincirini sağlamakta devletlerin asli görevi burada hem üreticilere hem bireylere çok önemli görevler düşüyor. Kovid-19 süreci yeniden hatırlattı bize bu durumu.

 

Küresel Gıda Güvenliği Nedir?

 

Küresel gıda güvenliği ise, salgın hastalıklar yeterli gıdaya ulaşamama veya dünyada pek çok insan bugün kendi hayatını idame ettirebilecek kadar yemeye veya gıdaya ulaşamıyor. Bunun sayıları, milyonlar veya milyarlarla ifade edilebilir. Peki çözüm ne? Bu nasıl sağlanabilir. Birincisi uluslararası örgütlerin birçok projesi var ve destek olabilirler. Devletler arasındaki koordinasyon arttırılabilir. Bireyler ve dernekler arasındaki koordinasyon arttırılabilir. Ve en önemlisinde bilinçli nesil, bunun eğitimlerinin ilkokul düzeyinden başlayıp ortaokul ve lise düzeyine kadar bilinçli gıda tüketimi nasıl yapılabilir. Veya nasıl yapılmalı diye kısaca özetlenebilir küresel gıda güvenliği nedir diye. Belki bugün telefon olmadan yaşayabiliriz. Bilgisayar olmadan yaşayabiliriz. İnternet olmadan yaşayabiliriz. Araba olmadan yaşayabiliriz. Ama gıda olmadan veya gıdada sürdürebilirlik sağlanmadan insan hayatı zorlanabilir.

 

Peki, Türkiye Gıda Güvenliği Açısından Koronavirüs Döneminde Ne Gibi Çalışmalar Yaptı?

Şimdi Kovid-19 sürecinde, Türkiye özellikle gıda tedarik zincirini gerçektendi tamamen sağlam bir şekilde tutmayı ve insanlara ürünleri sunmada diğer ülkelere kıyasla daha iyiydi. Çünkü bir panik ortamı yaratılmadı. Kovid sürecinde Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da marketler yağmalandı. İnsanlar marketlere hücum ettiler. Türkiye’de biz bunları görmedik. İnsanlar sakin bir şekilde ihtiyaçlarını karşıladılar. Çünkü tüketicinin bir üreticiye ve kamuya güveni vardı bu konuda. Gerçekten de kamuda bu güveni boşa çıkarmadı ve insanlar çok rahat bir şekilde gıdaya ulaşım sağladılar. Bazı marketlerde; Rusya’da örneğin insanlara sınırlama getirildi. İşte 5000 rubleye,6000 rubleye kadar alışveriş yapabiliyorsunuz. Ama Türkiye’de böyle sınırlama yoktu. Bu aslında insanların veya tüketicinin kamuya olan ve kamunun gıda tedarik zinciri hattını koparmayacağını gıdaya ulaşımın zorlanmayacağının inancıyla geliyor. Aslında birey ve devlet arasındaki, ilişkinin Türkiye’de nasıl bir seyir izlediğini görüyoruz. Olumlu yönde tabi ki.

 

Küresel Süreçte Tarım Ne Seviyede?

Yine aslında Küresel Gıda Güvenliği başlığı altında tartıştığımızda insanların gıda ihtiyacı var. Bu sorgulanamaz bir ihtiyaç, bu ihtiyacın giderilmesi lazım. Bu ihtiyacı giderebilmek içinde bir güç merkezinin veya kamunun kaynakları kontrol edebiliyor olması lazım veya o kaynaklara sahip olması gerekir. Tarih boyunca birçok devlet bu yüzden yani örnek veriyorum; ürün hasat olduğu dönemde yağmalar olmasın diye veya insanlar ürettiklerin koruyabilsinler diye yakın doğuda, yani batı Asya’da devletler ilk zaman Dicle nehrinin kenarlarında; Sümerler, Urartular veya başka medeniyetler ortaya çıkmış. Bu medeniyetlerin ortaya çıkma sebebi tarımsal üretimi korumak çünkü başka yağmacı kabileler geliyor. Burada aslında güven duygusunun inşasını gerektirir. Devlet niye vardır? İşte güvenlik için vardır. Yeterli gıdaya ulaşım için vardır. Bireysel özgürlükleri korumak için vardır. Ekonomik sürdürebilirlik için vardır.

Aslında en temel nokta tarım ve bugün örnek veriyorum. Dünya ekonomisi işte 80 Trilyonluk devasa bir hacimde, Kovid-19 öncesi 85 Trilyondu. Kovid-19 sonrası 80 Trilyona gerilemiş durumda, ama tarıma bakıyoruz. Tarım olduğu yerde duruyor. 3 veya 3,5 Trilyon dolarlık hacimle ciddi oranda bir hacimde büyüme gösteriyor. Dünya ekonomisi ne kadar büyükse aslında, tarım sektöründe onun peşinden sürekliniyor diyebiliriz. Veya yeni istihdam sahaları oluşturabilecek, bir sektör ama tabi her devlet ve her ülke aynı üretim seviyesinde değil.

Örnek veriyorum bugün ABD’de bir çiftçiyi istihdam ettiğinizde 80 milyon dolarlık üretime ulaşıyor ve üretim yapıyor. Ama örnek veriyorum bugün Japonya’da bir çiftçiyi istihdam ediyorsunuz. 35 milyon dolarlık bir üretim yapıyor. İşte Brezilya’da 7000 bin dolarlık üretim yapıyor. Hindistan’da 1500 dolarlık, Çin’de 3000 bin dolarlık, Türkiye’de 10 Bin veya 11 Bin dolarlık üretim yapıyor bir çiftçi kişi başına vurduğumuzda yani bu aslında teknolojiyle de alakalı fakat vazgeçilmez bir sektör yani insanlığın doğumundan itibaren, hayatını sürdürebilmek için veya yerleşik hayata geçtikten beri bir ihtiyaç, bugün insanlar birçok ihtiyaçtan vazgeçebilirler fakat gıdadan ve tarımdan asla vazgeçmeyecekler.

Bugün devletlere bakıyoruz; işte Güney Kore gitmiş Madagaskar’da büyük devasa tarlalar kiralamış. Türkiye; Sudan’da kiralamış, İngiltere; Nijerya’da kiralamış işte farklı ülkelerin tarım arazileri kiralanmaya başlanmış. Devletler gidip bununla ilgili yatırım yapıyorlar. Farklı bir alana doğru geçiyoruz aslında, örnek veriyorum teknolojiyle birleştirdiğimizde bunu Çinliler mesela uydular aracılığıyla izliyor. Uydular aracılığıyla tarım sahalarını izliyorlar. Ordan ne kadar üretim alabiliriz verim ne kadar, iklim nasıl etkileyecek bir daha ki sene nasıl bir planlama yapalım gibi çalışmalar yapıyorlar.

 

Küresel Dünyada Siber Güvenlik Hakkında Yorumlarınız Nedir?

Bu soruyu yine tarım sektörü üzerinden değerlendirelim. İnsan için yemek içmek veya gıda neyse; Devlet için vatandaşlarının bilgi güvenliğini sağlamak veya siber güvenliğini sağlamak ordular için aynı anlama geldiği söylenebilir. Yani bugün devletler ARGE çalışmalarıyla birçok savunma sanayinde yeni silahlar geliştiriyorlar. Yani bu silahlara mesela, Asya taraflarından başka ülkeler tarafından saldırılar oluyor. Çalma girişimleri oluyor. Sizin 2 Milyar dolar harcadığınız projeye, siber saldırıyla adamlar ulaşıyorlar. Onu kaynak ülkeden alıp başka bir ülkeye taşıyorlar. Aslında çok cüzi miktarda paralarla devasa bir teknolojiye ulaşıyorsunuz.

Devletler için tabi ki de ön planda olması çok normal. Devletin beyni diyebileceğimiz sahalarda da bunu görmek mümkün bugün Türkiye üzerinden konuşursak vatandaşların bilgi güvenliği diyelim veya sosyal medya aracılığıyla vatandaşlar birçok şeylerini paylaşıyorlar. Doğum tarihleri olsun mail adresleri olsun, düşünceleri olsun aslında bu konuştuklarımızda bir siber güvenlik alanı çünkü vatandaşların eğilimleri sosyal medya araçlarıyla uygulamalarıyla bulmak mümkün, mesela Amerika 2016’daki seçimlerinde Facebook’la alakalı birçok girişimde bulundu. Mesela; Trump’a kim oy verebilir. Toplumlar bu konularda yönlendirilebilir mi? Örnek veriyorum bir siteye, bir haber girdiğinizde haberin doğruluğuna yalan olmadığına bakmadan bu haber infial yaratabilir mi? İşte toplumsal olayları yönlendirilebilir mi? Bunların hepsi siber güvenlik veya bilgi güvenliğinin alt yapısını oluşturur. Ekonomide siber güvenliği nasıl sağlarız. Toplumlar infial yaratabilecek siber saldırı olayları olabilir mi? Bankalara saldırılar, hesaplara saldırılar olabilir. Veya sizin en özel dediğiniz bireysel güvenliklere hak ve özgürlüklere siber alanına müdahale olabilir.

Amerika’dan örnek verelim. mesela Huawei’yi neden engelliyor. Acaba bir bilgi güvenliği veya bilgi sızdırılması olabilir. Huawei’in internet alt yapısını kurmadan neden rahatsız oluyor bazı ülkeler, bunların hepsi aslında siber güvenlikle alakalı yani bugün 21. ’da Devletler, 21.YY’ ın ikinci, üçüncü çeyreğine hazırlanırken geriden takip etmiyorlar. İleriden takip etmek için çabalıyorlar. Siber güvenlikte bu alanın önemli bir dalı artık olmazsa olmaz diyebiliriz.

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam