Hani bir bina tamamen yıkılırken bir bina ayakta kalır, bazı binalara hiç bir şey olmaz bazı binalar yarım etkilenir. İşte biz insanlar da böyleyiz, aynı sarsıntılara farklı tepkiler gösteren farklı yapılarımız vardır. Bazı insanlar depremin etkilerini hafif atlatırken bazı insanlarda travma oluşabilir. Bazı insanlar da depremi yaşamadığı halde iletişim araçlarından özellikle de sosyal medyada gördükleri ile travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilir. Deprem gibi felaketler her insanda aynı etkiyi yaratmaz. Bazı insanlarda etkisi yıllar sonra ortaya çıkar. Depremin psikolojik ve sosyolojik etkilerine bakarsak geniş ve uzun bir tablo çıkar ortaya. Depremin hem psikolojik hem de sosyolojik pek çok etkisi vardır. İnsan özel bir varlıktır ve binalar gibi insanlar da etkilenir. Bireysel etkilenme ve toplumsal etkilenmenin olumsuz etkilerini yardımlaşma, profesyonel destek ve toplumsal sağduyu ile en aza indirebiliriz. Tıpkı yemeğimiz gibi duygularımızı da paylaşmalıyız.
Depremin ardından bireysel ve toplumsal adımlar ne olmalıdır?
Derin bir nefes almak ve bulutlara bakarak umutlara tutunmak.
Sosyal medyadaki olumsuz içeriklerden kaçınmak.
Depremle ilgili yaşadıklarınızı içinizde saklamayın insanlarla konuşmaktan kaçınmamak.
Acıyı ve üzüntüyü içeride bastırmamak.
Aile üyeleri ile yakınınızdakilerle sohbet etmeye çalışmak.
Sevdiklerinize sarılmak. Eşiniz hayatta ise ona sevdiğinizi söylemek.
Umutları silmemek yeni gelecek planları yapmaya çalışmak.
Çocukların yanında olumsuz ifadelerden kaçınmak.
Çocuklar umutsuzluğa kapılmamalı deprem çocuklara korkunç bir şekilde anlatılmalı bilimsel olarak anlatılmalıdır.
Mutlaka işimize ya da meşguliyetimize dair bir adım atmaya çalışmak, bir kedi, bir bitki, bir kitap, bir film, bir dost bir faaliyet her zaman insana iyi gelir.
Sadece yardım kampanyalarına katılmak yetmez. Toplumsal empati çok önemlidir, insanlara kapımızı açmak, yemeğimizi paylaşmak, acılarını anlamak birlikte yas tutmak, birlikte dua etmek toplumsal duyarlılık reaksiyonlarıdır. Felaketler geçicidir ve dünya kötü bir yer değildir böyle düşüncelere kapılmamak gerekir. Derin düşüncelere dalarsanız hemen başka şeyler düşünün. Bilimden ve önlemlerden ayrılmayalım. Deprem uzmanlarına kulak verelim. Deprem ile yaşamayı öğrenelim ve mantıklı planlar yapalım. Çocuklarımıza deprem ile yaşamayı güzel bir şekilde anlatalım. Ve sohbet... Çevrenizle sohbet edin içinizde biriktirmeyin. Sosyal medyadaki uygunsuz deprem videolarını izlemeyin.
Yaşadıklarınız karşısında kendinizi çaresiz, hiçbir şey yapamayacak durumda hissedebilirsiniz. Deprem yaşamış kişilerde tüm bu belirtilerin görülmesi normaldir, doğaldır.
Ancak bu yakınmalar günler geçmesine rağmen azalmıyorsa, bir uzmandan psikolojik destek alabilirsiniz. Uzmanlardan terapi ve destek almak en mantıklı çözümdür.