İçinde bulunduğumuz coğrafyada g.rülmeye başlanan kuraklık ve yağış düzensizliği, yeni hastalıkların ve orman yangınlarının habercisi. Karbonsalımı, küresel ısınmayı, küresel ısınma da iklim değişikliğini tetikliyor. Tüm bu felaketler zincirinin önüne gelebilmek için her sekter temsilcisinin üzerine düşeni yapması gerektiğini belirten ve bu yende karbon ayak izimizi düşürecek alternatif yakıt sistemleri geliştiren BRC’nin Türkiye CEO’su Kadir .rücü, “Emisyon değerlerini düşürecek adımları şimdiden atmazsak insanlığı daha büyük felaketler bekliyor. Paris İklim Anlaşması küresel .l.ekte uygulanmalı” alıklamasında bulundu. Küresel ısınma insanlığı tehdit eden felaketlere neden oluyor. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Eylül 2019 tarihinde yayınladığı sonu. raporunda küresel ısınmanın yarattığı değişimin, yeni hastalıklar, gıda ve su krizleri, şehirleri kavuracak sıcak hava dalgaları, deniz seviyesinin yükseleceğine neden olacağını a.ıklamıştı. 2020 yılında yaşadığımız koronavirüs pandemisi, raporda yer alan ifadelerin ger.ekliğini bir kez daha ortaya koydu. .lkemizin de i.inde bulunduğu yakın coğrafyamızda kuraklık etkisini hissettirmeye başlarken, Sonbahar ve Kış mevsimlerinde görülen yağışlar giderek azalacak. Değişen yağış rejimi nedeniyle buğday, mısır, ay.i.eği gibi türler yetiştirilemeyecek ve insanlığı asırlardır besleyen su kaynakları iklim değişikliği nedeniyle kuruyacak ya da eski gücünü yitirecek.
Kuraklık hayatımızın bir ger.eği Dünya Meteoroloji .rgütü DM.’nün yayınladığı 2020 İklim Durumu Raporu, karbon salımı hızla kabul edilir seviyelere düşürülmezse yakın gelecekte insanlığı bekleyen felaketleri ortaya koydu. Rapora göre, 2030 yılına kadar iklim değişikliği kaynaklı felaketler yüzde 50 oranında artış g.sterecek, iklim değişikliğinin yarattığı ısınma nedeniyle tropikalsivrisinek türleri Avrupa’ya yerleşecek. Avrupa’da yaşayan insanlar sivrisinek türlerinin taşıdığı viral hastalıklarla yüzleşmek zorunda kalacak. Kuraklık hayatımızın bir ger.eği haline gelecek. Sonbahar ve Kış mevsimlerinde yağış alan Türkiye’nin de içinde bulunduğu yakın coğrafyamızda yağışlar azalacak. Buğday, mısır, ay.i.eği gibi türler yetiştirilemeyecek ve insanlığı asırlardır besleyen su kaynakları iklim değişikliği nedeniyle kuruyacak ya da eski gücünü yitirecek. Yağmur rejimleri de değişeceğinden, yer altı su kaynakları da kullanılamayacak hale gelecek. Emisyon değerleri düşürülmeli İklim değişikliğinin yarattığı felaketleri hissetmeye başladığımızı belirten BRC Türkiye CEO’su Kadir görücü, “Eldeki tüm veriler emisyon değerlerini düşürmediğimiz takdirde daha büyük felaketlerin
kapıda olduğunu gösteriyor. Paris İklim Anlaşması gibi küresel ısınma ile global üretmeye iten anlaşmalar daha .ok ülke tarafından imzalanmalı ve uygulanmalı. Enerji üretiminde ve ulaşımda insanlığı yeni ..zümler geliştirmeye iten bu gibi sözleşmeler iklim değişikliğine karşı harekete geçtiğimizi gösteriyor. .lkemizin de imzacısı olduğu Paris İklim Anlaşması, ne yazık ki henüz uygulamaya konulmadı. Türkiye yenilenebilir enerji kaynaklarıarasından zengin bir coğrafyada bulunuyor. Elimizdeki zenginlikleri değerlendirerek, iklim değişikliğinin getireceği felaketlerden korunabiliriz. Bizler bireyler olarak, devletlerin atmadığı adımlar yerine kendi üzümlerimizi geliştirebiliriz. Bu üzümlerin
başında enerji tasarrufu geliyor. Kişi başına harcanan enerji birimi azaltıldığında, enerji üretiminde ikan karbon miktarı da düşüyor. Ara.larımızda dizel gibi kirletici yakıtlar kullanmak yerine, daha .evreci, emisyon değerleri düşük LPG kullanmak da .nemli bir adım. IPCC verilerine göre dünyadaki karbon salımının yüzde 30’una ulaşımda kullanılan yakıtlar neden oluyor” dedi. LPG’nin küresel ısınma potansiyeli sıfır özellikle gelişmekte olan ülkelerde ucuz ulaşım aralarına duyulan ihtiyacı ortaya koyan Kadir örücü, “1990’lı yıllardan günümüze ulaşım aralarında satış rakamlarının katlanarak artığını görüyoruz. Günümüzde otomotiv pazarı hızla Afrika, çin, Güney Amerika gibi gelişmekte olan ülkelerin bulunduğu b.lgelere kayıyor. Bu ülkelerin ucuz ve temiz ara. ihtiyacını ise LPG’li ara.lar karşılayabilir. Neredeyse 100 yıldır var olan LPG teknolojisi hali hazırda tüm dünyada kullanılıyor. Bu nedenle geniş dağıtım ağına ve ucuz d.nüşüm maliyetlerine sahip. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli’ne göre LPG’nin küresel ısınma potansiyeli sıfır olarak belirlendi. Ayrıca LPG’nin hava kirliliğine sebep olan katı parçacıklar (PM) salımı k.müre nazaran 25 kez, dizelden 10 kez ve benzinden yüzde 30 daha az” diye konuştu.
Hedef sıfır emisyon
BRC olarak hedeerinin ‘net sıfır emisyon’ olduğunu vurgulayan BRC Türkiye CEO’su Kadir örücü, “Ağustos ayında a.ıkladığımız .evresel, Sosyal ve Y.netişim (ESG) raporumuzda ‘net sıfır emisyon’ hedemizi ortaya koyduk. Sürdürülebilir vizyonumuzun merkezinde karbon ayak izini azaltma taahhüdümüz var. .ncelikli olarak kısa vadede çevreci yakıtların .zendirilmesini sağlayacak
teknolojilerimizi daha da geliştireceğiz. Uzun vadedeyse tüm gücümüzle net sıfır emisyon hedefmiz için çalışıyoruz” dedi. Kuraklık tarım ve hayvancılığı etkileyecek Meteoroloji Genel Müdürlüğünün "2020 Yılı Kasım Ayı Alansal Yağış Raporu’na g.re kurak bir yıl getiren Anadolu'da kasım ayı yağışları normale göre yüzde 49 azaldı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de son 5 yılın en kurak yılını yaşadığımızı dile getirerek konuya dikkat .ekmişti. Uzmanlar düşük yağışın kuraklığa neden olacağından endişeleniyor. Yaşanacak olası kuraklığın en .ok tarım, hayvancılık ve arıcılığı etkilemesi bekleniyor. Ekolojik sistemin gizli kahramanları bal arılarının yok olması gıda üretimini düşürebilir.
Arıcılık sektörü tehlikede
Yağışların mevsim normallerinin altında olması tarım ve hayvancılığı olumsuz etkiliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün "2020 Yılı Kasım Ayı Alansal Yağış Raporu’na g.re kurak bir yıl ge.iren Anadolu'da kasım ayı yağışları normale göre yüzde 49 azaldı. Yağışların azalması bir.ok canlının yaşamını ve tarımı olumsuz y.nde etkiliyor. Doğanın itici gücü olan bal arılarının kuraklıktan en çok etkilenen canlılar olduğunu belirten Bal Uzmanı Ahmet Bağran Aksoy, “Bu yıl Türkiye’de yaşanan kuraklık,
arıcılık sektörü için büyük tehlike arz ediyor. .i.eklenme zamanında bitkilerin susuz kalması arıların bal yapma oranında düşüşe ve toplu arı ölümlerine neden oluyor. Hal b.yle olunca yaşanan kuraklıktan dolayı ortalama 17-20 kilo bal alınan kovanlardan ancak 2-3 kilo bal alınabiliyor” dedi. Bir çok bitki türü yok olabilir eklenme zamanında yeteri kadar su alamayan bitkilerin nektar miktarının azaldığını ifade eden Bal Uzmanı Aksoy, “Yıllık yağış miktarı arıcılık sektörü
için büyük önem taşıyor. Türkiye’nin bir çok bölgesinden kuraklık haberleri alıyoruz. Yağışların azalması sonucu meydana gelen kuraklık bir.ok bitki türünü yok ediyor. Bunun sonucunda arılar yaşamını sürdürmek ve bal üretmek i.in ihtiya. duyduğu nektara ulaşamıyor ve toplu .lüm vakaları yaşanıyor. Bal arıları azaldık.a bitkilerin geleceği tehlikeye giriyor. Bu da gıda krizini beraberinde getirir” dedi. Sahte bal üretimi artabilir Kuraklıkla birlikte ham bal üretiminin azalması sonucu bal yatlarının yükselmesi sahte bal üretiminin
artmasına neden oluyor. Vücuda aşırı şeker yüklemesi yapan ve bağışıklık sistemini ..kerten sahte ballar sağlık a.ısından büyük tehlike taşıyor. Etabal Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bağran Aksoy, “Arıcılık sekt.ründe yaşanan olumsuzluklar sonucu ham bal yatlarının artması maalesef mısır şurubu ile ucuza sahte bal üretenlere fırsatlar yaratıyor. Bu noktada sahte balı ham baldan ayırabilecek noktaları bilmek olduk.a .nemli. Bir.ok kişinin aklında soru işareti yaratan balın kristalleşmesi konusuna dikkat .ekmek istiyorum. Ger.ek bal kristalleşir ve donar. Aynı zamanda bal yedikten sonra 15-20 saniye bal tadının damakta kalması ve balın su i.erisinde kolayca erimemesi de ger.ek balı sahte baldan ayırt etmek i.in dikkat edilmesi gereken noktalar arasında yer alıyor” dedi.
Editör: MURAT İLTER
