SON DAKİKA
reklam
reklam

Halk Eğitimi Merkezlerinden yetişen seramik sanatçısı; Hande Zeynep Talu

Eklenme Tarihi: 23 Şubat 2024, Cuma - 11:18   Okunma Sayısı: 43610
Başarılı bir tenisçi olan Hande Zeynep Talu sakatlık sonucu spora veda edince Halk Eğitimi Merkezlerinden aldığı eğitim sonucu ders verecek düzeyde bir seramik sanatçısı ve Su Kabağı Süsleme sanatı ustası oldu

Seramik sanatçısı Hande Zeynep Talu ile Tuzla Halk Eğitimi Merkezi’nin düzenlediği Su Kabağı işlemeciliği sergisinde tanışmıştık. Hande hanım aslında seramik sanatçısı olduğunu, pandemi döneminde Tuzla’daki evinde atölyeden uzakta kalınca Tuzla Halk Eğitimi Merkezi’nde “Su Kabağı İşleme” kursuna devam ettiğini ve seramik sanatıyla su kabağı işleme sanatını birleştiren eserlere hayat verdiğini söylemişti.

Hande hanıma atölyenizi ziyaret edip daha detaylı bir görüşme yapmak istiyoruz deyince memnuniyetle kabul etti.

Ve Hande hanımın Göztepe’deki atölyesine yolumuzu düşürdük.

Burada hayat verdiği eserler arasında bir söyleşi gerçekleştirdik.

Aslına bakarsanız, Hande hanımın seramik konusunda lisans eğitimi almış bir sanatçı olduğunu düşünüyorduk ama işin öyle olmadığını, Hande hanımın aslında başarılı bir tenisçi olduğunu, sakatlık sonrası aktif spor yaşantısına veda etmek zorunda kalmasının ardından adeta tesadüfler zinciri sonucu seramik sanatçısı olduğunu öğrenmiş olduk.

Hande Zeynep Talu’nun azmiyle başarıları yakalayan inatçı bir isim olduğunu bir anlamda sanatçı üretim merkezleri olan Halk Eğitimi Merkezlerinin yetiştirdiği sanatçılardan biri olduğunu gördük.

Yolunuz seramik sanatıyla nasıl kesişti dedik işte yanıtı;

SPORDAN SANATA

“Başarılı bir tenisçiydim. Çeşitli kulüplerde faal spor yaptım, belli bir yaştan sonra sakatlıklar başlayınca mecburen aktif sporculuk hayatıma son vermek zorunda kaldım.

Faal bir sporculuk döneminin ardından adeta kendimi boşluğa düşmüş gibi hissettim. O sırada arkadaşlarım Feneryolu Halk Eğitimi Merkezi’nde seramik kursuna devam ediyordu. Bana sen de gel dediler.

Ben çöp adam bile çizemiyorum, seramikten ne anlarım, ayrıca ben erken saatte kalkamam kursa devam etmem çok zor dedim.

Dedim demesine ama bir yandan da acaba nasıl olur merakı içimi kemiriyor.

Arkadaşlarım sen istediğin saatte gel önemli değil dedi, kurs öğretmeni de kabul edince seramik kursuna başlamış oldum. Bir süre sonra en erken gelen kursiyer ben olmaya başladım

Çünkü çamurla oynarken kendimi bambaşka bir dünyanın içinde buldum, çizim başka çamurla oynama başka, çöp adam çizemeyen ben bir anda önce kendimin sonra öğretmenlerimin çok beğendiği eserler üretmeye başladım.

Hemen hemen ilk çalışmam diyebileceğim bir ahtapot yaptım. hocam bunu serginin önemli yerinde sergiledi ve eserim çok beğenildi. Bana seramik sanatçılığı yolunda ilk kamçı bu oldu diye düşünüyorum.

Bu arada 3-4 hoca değiştirdik. En son hocamla çalışırken merakım onun da dikkatini çekti çünkü fırına dizmekten bisküvi sırlamaya kadar seramik işçiliğinin hemen hemen her aşamasını öğrenmiştim. Seramik hocam seni kabiliyetin var bir yer aç dedi. Benim tereddüt ettiğimi görünce bana yardım etme sözü verdi. Haftada bir gün atölyeme gelerek bana sanatın inceliklerini öğretti. Atölyede kendi tasarladığım eserler üzerinde çalışmaya başladım. Hocamın da teşvikiyle artık kendime güvenim de artmıştı.”

ÖĞRENCİLİKTEN ÖĞRETMENLİĞE

Hande hanım atölye çalışmalarına devam ederken bir anda kendini seramik öğretmeni olarak buluveriyor. Bu aşamayı kendisinden dinliyoruz;

“Çalışmalarımız devam ederken, arkadaşım Reyhan Aksu bir gün sana öğrenci buldum deyince seramik sanatındaki yolculuğumda öğrencilikten bir anda öğretmenliğe geçmiş olarak buluverdim kendimi. Öğrenciler gelmeye başladı, düzenli dersler vermeye yeni seramikçiler yetiştirmeye başladım. Bu ders verme süreci yaklaşık 2 yıl devam etti sonrasında o korkunç pandemi günleri araya girince her şey bir anda durma noktasına geldi, kursları mecburen bitirmek zorunda kaldık.

Bu sırada atölyeyi kapattım ama boş durmam mümkün olmadığı için evde yapmaya devam ettim. O da çok farklı bir süreçti. Evde yapıyordum, kırılmadan buraya getirip fırınlamasını ve boyamasını yapıp tekrar eve götürüp işlemlere devam ediyordum.

SIRA “SU KABAĞI”NDA

Bu arada atölyenin mal sahibi satıyorum burayı çıkın deyinde Hande hanımın hayatında istemeden de olsa yeni bir süreç başlıyor, O günleri de şöyle anlattı Hande Zeynep Talu;

“6 ay atölyeye uğramadım. Atölyenin satış aşamasına gelmesi de şevkimi kırmıştı. Bu süreçte evimiz Tuzla’da olduğu için zamanımın büyük bölümünü Tuzla’da geçiriyordum ama yine bir boşluğa düşmüş gibi hissediyordum kendimi. Ablamın ve arkadaşlarımın ısrarıyla su kabağı kursuna başladım. Özkan Bora hocamız gerçekten su kabağı işleme sanatının bütün inceliklerine vakıf bir öğretmen olduğu için kendisinden çok faydalı bir eğitim aldım.

Bir yandan su kabağı işleme kursuna devam ederken bir yandan da elbette seramik kafamın bir köşesinde duruyor.

Su kabağından abajurlar yaparken, bunların üzerine işlediğim seramik figürlerini eklemeye başladım. Ardından su kabağının ağaç altlıklarını neden olmasın diyerek seramik altlıklarla değiştirdim ve ortaya su kabağı seramik karması eserler çıktı.

Mesela seramik bir ahtapot yaptım, kafasını su kabağından oluşturdum.

Değişik bir şey yapmak hoşuma gitti.

Yine başka bir örnek, seramikte kullanılan bir kesme şeklini su kabağı üzerinde uyguladım.

Tuzla Halk Eğitimi Merkezinin sergisinde bu eserimi sergiledim. Sergiyi gezen Bostancı Halk Eğitimi Merkezi Müdürü ve seramik sanatçısı Hülya Narsap hanımın dikkatini çekmiş, siz bunu neden ve nasıl yaptınız, bu seramikte kullanılan bir kesme şeklidir dedi.

Ben zaten seramikçiyim deyince sen bunun patentini al dedi bana. Yaptıklarımın o işin uzmanı bir isim tarafından beğenilmesi elbette gurur verici bir şey.

 Başta da söylediğim gibi en son eğitim aldığım seramik hocamın, “Sen çok kısa sürece çok fazla şey öğrendin, çok yeteneklisin artık bir atölye açabilirsin demesi de benim bu günlere gelmemde çok büyük bir etkiye sahiptir.”

İŞLEVSEL ESERLER ÜRETİYOR

 

Hande Zeynep Talu; süs eşyaları değil de daha çok işlevsel eserler üretmeyi hedefliyor.  Aydınlatma ürünleri, mumluklar, lavabolar yapıyor. Bodrum Gümüşlükte bir kulübün lavabolarını aydınlatmalarını yapmış. Hande hanım sözlerini, “Yaptığım eserin işlevsel olmasını istiyorum. Süs eşyasından daha çok günlük hayatta kullanılabilecek ürünler yapmaya gayret ediyorum” diyerek tamamlıyor.

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: ÖZEL HABER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam