SON DAKİKA
reklam
reklam

Keskin virajlar

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 3 Haziran 2023, Cumartesi - 23:44   Okunma Sayısı:

 Ehliyetsiz, mesafe kavramı olmayan zayıf kişi… Arkadaşının aracına kapalı otoparkta geri manevra yaptırıyor. Sürücü yavaş ve dikkatli olmasına rağmen “Gel abi gel” uyarısına güvenerek geri geri gelirken gerideki duvara çarptı. Ehliyetsiz kişi liyakatsizliğini de tescil ettirircesine çıkıştı.

---Abi görmüyor musun koca duvarı?

*** *** ***

Bu bir aracın başına gelen olaydır. Ülkemizde nice liyakatsiz ve ehliyetsiz kişiler hayal edemeyeceğiniz makamları işgal ediyor. Diplomalı olması veya olmaması da önemli değildir.

I.Dünya Savaşı’nın Sarıkamış hadisesi, öngörüsü olmayan tedbirsiz komutanların ve damat olarak Hanedan’a katılmış 33 yaşında genelkurmay başkanı yapılmış tecrübesiz bir kişinin millete yaşattığı hüzün ve hezimetle hatırlanır.

Günümüzde gelinen nokta ise biraz daha farklıdır. Liyakat esas alınmış olsa da gözlem ve tahlilde kusurlar vardır. Bu kez de liyakat erozyonu yaşanmakta, bu da birçok kişinin haklarının gaspına veya kaybolmasına neden olmaktadır. Yıkama-yağlama, torpil ve tavassutun kök saldığı ve zaman içinde gelişerek göklere çıkarıldığı bir ülkede yaşıyoruz.

Hakikate uygun düşünemiyorsak, en azından düşündüğümüze uygun konuşalım.1

*** *** ***

İç siyasette tutarsızlıklar sergileyen kişi, kuruluş ve partiler görüyoruz.. İktidar partisinden ayrılanlar, taban tabana zır görüşlü muhalefet partilerine geçiyor, muhalefet partisinde iken beklediği nimetleri bulamayanlar da iktidar partisine geçiyorlar. Köşe kapmaca oynar gibi parti değiştiren siyasiler, tenkit ettikleri hususları bir anda tatbik eder duruma geliyorlar. Bu nasıl bir viraj almaktır? Hayret doğrusu!

*** *** ***

Temin edeceği menfaat basit bile olsa kişiliğinden ve karakterinden taviz vererek elde etmeye çalışan heriflerdir (!) dalkavuklar. Bu karakter zafiyetini marifet görüp Osmanlı devrinde hükümdarın karşısında el etek öpmekle başlayan dalkavuklar, sonraki yüzyıllarda belden 45 derece, boyundan 15 derece eğilip selam vererek ustalaşmışlardır.

Dalkavuklar, günümüzde “yalaka” olarak da adlandırılırlar. Karakterlerini 24 saatten fazla saklayamaz, eninde sonunda açık verirler. Manyetik istikametleri değişken olduğu için eski tabirle ibreleri inhiraf (sapma) ederler.

Kral, uşaklarıyla ava gitmiş. Tavşanı görünce okunu atmış fakat vuramamış. Yanındaki dalkavuk uşağı,

---İsabet oldu Efendim, demiş. Kralın ters bakışlarının etkisini üzerinde hissedeceğini anlayınca,

---Tavşanın hayatını bağışlamak alicenaplığında bulundunuz, demiş…

 

Her devirde güçlünün yanında olanlar

“Prens” adlı eserin sahibi Machiavelli’nin torunlarıdır bu gruptakiler. Onlar için “Amaca giden her yol mübahtır” cümlesi bir düsturdur. Bugün sevdiklerini, yarın menfaatleri uğruna taşlamaktan vaz geçmezler...

Yüzsüzlükte saltanat sahibi olup yüzleri kızarmaz. Kalplerindeki kötülük her zaman dışarıya vurur. Yüzlerinin rabbiyesi silinmiştir. Yaklaştıkları zaman çirkin oldukları görülür. Fırsatların oluşacağı zamanları iyi bilirler. Dünyanın gidişatı ne yöne olursa olsun muhtemel fırsat ve riskleri iyi analiz eder, doğru karara varmaya çalışırlar.

Ne yazık ki, ülkemizde siyasetçi, sanayici, işadamı konumunda olan bazı insanlar bu durumdadır. “Dün dündür, bugün bugündür” özdeyişini pek severler. Bu akıma son yıllarda bilim adamları, yazarlar ve sanatçılar da katılmıştır.

Tarih biyografisi ve monografi sahalarında erişilmesi çok güç bilgisiyle dünya çapında bir şahsiyet olan İbnülemin Mahmud Kemal (İnal)’e sormuşlar.

---Sizdeki bilginin çok azına sahip olmalarına rağmen sizden çok daha fazla tanınanlar var. Bunun sebebi nedir?

---Ben bilmek için öğrendim, onlarsa tanınmak için…

Hepimiz asrın davalarını takip ediyoruz. Salya-sümük ağlayan ve hezeyanlar içinde çırpınan bir adamın, mesleki formasyon ve sıfatı olan kişileri kendisine biat ettirdiğini görüyoruz. Yakalandıkları zaman verdikleri ifadelerden hayrete düşüyoruz. Fethullah Gülen’in bir terör örgütünü yönettiğini yeni anlamışlar. Günaydın, demek gerekir herhalde…

Kırk yıl peşinden gideceksin, anlamayacaksın, yakalanınca bir günde anlayacaksın. Eğer bugünkü iktidarı kendileri ele geçirmiş olsaydı yine aynı adama methiyeler düzeceklerine şüphe yoktur. Paranın esiri olmuş bu zihniyetteki kişilerin ülkemize ne zararlar verdikleri ortadadır.

 

Sözün kısası; Büyük adam olmak, önce adam olmaktan geçer. Adam olmak ise günün adamı olmak veya her devrin adamı olmak değil, her devirde adam olmaktır.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam