Saygı değer okurlarım, Almanya’nın aşırı sağ partisi Alternative für Deutschland'dan siyasetçilerin “Yeniden Göç” planını tartışmak için sağcı aşırılık yanlılarıyla bir araya geldikleri son gösterilerinden sonra, partinin yasaklanmasına verilen destek önemli ölçüde arttı. Fakat AfD'yi feshetme girişimi olağanüstü bir şekilde geri tepebilir. Avrupa’da artan aşırı sağ sırf bu retoriğiyle bile kitleleri ve aşırı sağ yanlıları peşine takabilir.
Almanya'nın aşırı sağcı Alternative für Deutschland (AfD) siyasetçilerinin aşırılık yanlısı bir “yeniden göç” planını tartışmak için geçen Kasım ayında sağcı gruplarla bir araya geldiği gösteri partinin yasaklanması konusundaki gelişmeleri ateş hattına taşımış oldu. Zaten Angela Merkel’den sonra genel bir sistematik sorunu yaşayan Almanya ilerideki günlerde daha hareketli anlara tanıklık edecek. Potsdam yakınlarındaki göl kenarındaki bir otelde gerçekleşen gizli toplantının, aşırı sağın iktidara gelmesi durumunda etnik olmayan Almanların toplu olarak sınır dışı edilme olasılığına odaklandığı bildirildi.
***************************************************************************
Almanya’da yaşanan tartışmalar ülkeyi ikiye bölmüş durumda
Bu dehşet verici vizyon karşısında paniğe kapılan siyasi yelpazenin dört bir yanından liderler, kamu aydınları ve etkili medya yorumcuları şimdi AfD’nin kapatılmasının Alman demokrasisini korumak için gerekli olduğunu savunuyor. Fakat kendi içerisindeki siyasetin ritmini tutamıyorlar. Ekonomik olarak dar bir boğazdan geçen Almanya bir yandan da Trump’ın tekrar seçilme ihtimaline karşı kriz bayraklarını erken açmış durumda. AfD'nin ülke genelinde artan desteği özellikle Almanya'nın doğusundaki üç eyalette yani partinin kaleleri sayılacak yerlerde oylarını arttırması ayrı bir kriz durumu, bu yılın ilerleyen günlerinde yapılması planlanan bölgesel seçimlerle aciliyet durumunu da artırdı. Daha yakın zamanlarda AfD, önerilen sübvansiyon kesintilerine karşı tarım ve çiftçilerin eylemleri AfD’nin ekmeğine yağ sürmüş oldu. Alman halkının neredeyse yarısı AfD’nin yasaklanmasını destekliyor. Ve son günlerde yüz binlerce Alman partiye karşı protestolara katıldı. Ayrıca, çevrimiçi bir dilekçe topladılar.
Fakat; Rusya Ukrayna savaşından sonra Almanya’ya gelen göç akımına da karşı durmak zor olsa gerek. Çünkü sistem artık bu göç akımını kaldırmıyor. Elbette, demokratik sistemi baltalamak veya ortadan kaldırmak isteyen siyasi grupları yasaklama prosedürü yeterince basittir. Anayasa Mahkemesi, federal hükümetten, federal parlamentodan veya Almanya'nın federal devletleri temsil eden ikinci dairesi Bundesrat'tan resmi bir talep aldıktan sonra bir partinin kapatılıp kapatılmayacağına karar verir. Fakat durum gerçekten böyle değil hem bölgeden aldığım haberler hem de STK’lardan gelen bilgiler işin rengini Almanya’da değiştiriyor. Fakat Mahkeme, daha önce partileri feshetme girişimlerinin gösterdiği gibi, siyasi dışlanma için yüksek bir eşik belirlemiş durumda. 2017'de, grubun açıkça ırkçı ve anti-demokratik gündemine rağmen neo-Nazi Ulusal Demokrat Partisi'ni (NPD) yasaklama başvurusunu reddetti. Aslında Mahkeme bu mekanizmayı en son 1956'da Soğuk Savaş'ın zirvesinde, Almanya Komünist Partisi'ni (KPD) yasakladığında kullanmıştı. Bu emsal olarak gösteremeyiz fakat notlar çıkarabiliriz. AfD aleyhine dava açılmasının formaliteden başka bir şey olmayacağını ve daha da önemlisi kolayca siyasi bir fiyaskoya dönüşebileceğini öne sürüyor. AfD’nin popülaritesi göz önüne alındığında, Mahkemeden partiyi yasaklamasını istemek bile, yerleşik partiler tarafından giderek daha güçlü bir rakibi ortadan kaldırmak için taktiksel bir manevra olarak algılanacak ve aşırı sağın sistemin hileli olduğu argümanını güçlendirecektir. Bu girişim sonunda başarısız olursa, AfD’nin davası zayıflamak yerine güçlenecektir ki sanmıyorum böyle karmaşık bir durumu, çünkü Almanya artık sistem olarak tıkanmış durumdadır.
***************************************************************************
Hiçbir şey AfD üyelerinin yeni bir sağ parti kurmasını engelleyemez
Açıkçası benim görüşümde Anayasa Mahkemesi yargılamaları kaçınılmaz olarak yavaş ilerleyecek NPD aleyhindeki dava üç yıldan fazla sürdü. Ve önümüzdeki seçim dalgası geçtikten çok sonra sonuçlanacak. Fakat AfD yasağı girişiminin öne sürülen faydaları gelecekte olsa da olumsuz yansımaları hemen hissedilecektir. Birçok yönden, AfD aleyhindeki yasal işlemleri tartışmak bile, yalnızca mağduriyet duygusuyla büyüyen bir partiye daha fazla cephane veriyor. AfD’nin yasaklanması ihtimalinin düşük olması durumunda bile, yalnızca parti ortadan kalkacak; destekçileri ve onların şikayetleri ortadan kalkmayacaktı. Hiçbir şey AfD üyelerinin yeni bir sağ parti kurmasını engelleyemez. Popülizmle yasal aktivizmle mücadelenin işe yaramayacağını ve hatta sorunu daha da kötüleştirebileceğini anlamanın zamanı geldi. Aşırı sağın meydan okuması, hoşnutsuzluğun temel nedenlerini ele alan çözümlerle siyasi olarak karşı karşıya kalmalıdır: yüksek enerji fiyatları, durgun ekonomi Almanların öncelikleridir. Demokratik değerler, demokratik özgürlükleri kısıtlayarak korunamaz.